2020 LGS’nin Ardından

Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı Liseye Geçiş Sınavı (LGS) sonuçlarını açıkladı. Çocuklarımız da bakanlığın ilgili linkinden sınav sonuçlarını öğrendiler. Sınav sonuçları açıklanır açıklanmaz özellikle sosyal medya da öğrencilerimizden ziyade başta okul yöneticilerimiz olmak üzere istisna da olsa velilerimiz öğrencilerin sınav sonuçlarını sosyal medyadan paylaşma yarışına girdiler. (!) Tabi bu yarışta tam puan alan öğrencilerle gurur duyan yöneticilerimiz bunları paylaşmaktan geri kalmadılar. Milli Eğitim Bakanlığı’nın böyle bir önceliği ve gündemi olmamasına rağmen sosyal medya paylaşımları il/ilçe müdürleri ve mülki amirlerin hediye törenlerine kadar taşındı.
Eminim birçok kişinin aklına bir soru takılmıştır: Soruların tamamını çözen öğrenci sayısını biliyoruz da ya diğer öğrencilerin durumu nedir? Tüm soruları çözen öğrencilerle birlikte sınava giren diğer öğrencilerin durumu da paylaşılmalıydı. Hatta okul yöneticilerimiz madem paylaşıyorlar, okulunda Liseye Geçiş Sınavına giren tüm öğrencilerin puanlarını da paylaşsalar daha iyi olmaz mıydı? Şahsi kanaatim paylaşılmasından öte ilk öğretmenler Kurulu’nda gündeme alarak ayrı bir başlık altında bu konunun bir değerlendirmesinin yapılmasıdır. Oysa diğer öğrenciler de bizim öğrencilerimiz değil miydi? Eğitimci olarak belki de asıl geride kalan öğrenciler için ne yapabiliriz şeklindeki soruya kafa yormamız gerekmiyor muydu?
Hani bu çocuklarımızı yarışın içerisine sokmayacaktık? Bugünkü konumuzu sınavın farklı birkaç boyutunu ve LGS raporunu buradan sizlerle paylaşacağım için bu konu fazla üzerinde durmayacağım.
Milli Eğitim Bakanlığı, LGS sonuçlarının açıklanmasının akabinde Eğitim Analiz ve Değerlendirme Raporları Serisi olarak “2020 Ortaöğretim Kurumlarına İlişkin Merkezi Sınav” raporunu açıkladı. Sosyal medyaya düşen tam puan alan öğrenciler dışında aynı yöneticilerimiz tarafından bu raporun paylaşılmadığını söylesem her halde yanlış olmayacaktır. Biz zaten eğitimin yüzeysel kısmı ile ilgilendiğimizin en bariz örneğini gördük aslında. 2020 LGS’de 42 ilden toplam 181 öğrencinin soruların tümünü yaptığını bu ülkede herkes duydu. Ama ya geriye kalan 1.471.000 öğrencimizin durumunu hiç merak ettik mi?
Mesela sınava giren ortalaması 286,35 olarak hesaplanan dağılımda öğrencilerin sadece %7,85’i 400-500 puan aralığında bulunmaktadır. Merkezi sınav puanı dağılımında öğrencilerin en yoğun (%56,29) bulunduğu aralığın 200- 299 olduğu görülmektedir.
Bu rapor bize şunu anlatıyor. Sınava giren öğrencilerin büyük bir kısmı ancak yüzde 7’lik dilime girerken, en alt dilim olarak belirlene bölüme sınava giren öğrencilerin yarıdan fazlayı oluşturduğu (556,29) olduğunu anlatıyor. Ama bizim için tüm soruları çözen 181 öğrenci daha ön planda olması çok da önemli olmamalı.
Bu bizim gerçekleri de görmemizi engelleyen en önemli duvar. Oysa Akademik başarı puan bazında en alttaki öğrenci ile en üstteki öğrenci arkasındaki başarı makasının en az olduğu zaman en başarılı olduğu zamandır. Eğitimin en dezavantajlı kısmı aldığınız kararların sonucunu hemen görememenizdir. LGS yi değerlendirirken en azından son üç yılın LGS sonuçlarına bakmak daha gerçekçi olacaktır. Son 3 yılda başarı artıyor mu, yoksa düşüyor mu? 2020 Liseye Geçiş Sınavı’na (LGS) giren öğrencilerin son üç yılın test ortalamalarına bakarak başarının ne durumda olduğunu görebiliriz.
2020 LGS’de 42 ilden 181 öğrenci iki oturumda da soruların tümünü yaptı. 2018 LGS’de bu sayı 18, 2019 yılında ise 565 olmuştu. Önce tam yapan öğrenci sayılarına baktığımızda ilk yıl 18, ikinci yıl 565 öğrenci tam yaptı. 2020 yılında ise bu sayı 181 oldu.
Testlerin doğru cevap ortalamasını tabloda gösterelim.

Milli Eğitim Bakanlığı’nının yayımladığı raporda; “Öğrencilerin sınav performansları ile okul başarı puanları arasında güçlü bir ilişki olduğu görülmüştür.” ifadesi yer almaktadır. LGS sonuçlarına göre yukarıdaki tabloya baktığımızda ve öğrencilerin en yoğun (%56,29) bulunduğu aralığın 200- 299 puan aralığında olduğu belirtildiğine göre durumun çok da iyi olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla rapordaki ifadeye göre öğretmenlerimizin de ölçme değerlendirme noktasında ciddi bir eğitimden geçmesi gerekir şeklinde yorumlamak da hiç yanlış olmasa gerek.
Merkezi Sınava katılımın oldukça yüksek olduğu belirlenmiştir. Sınav başvurusu otomatik olarak yapılan 1.671.337 öğrenciden 1.472.088’i (%88,08) sınava katılmıştır. 2019 yılında sekizinci sınıfa devam eden öğrencilerin sınava katılma oranı ise %85,08 olarak hesaplanmıştı
Öğrencilerin 2020 Merkezi Sınavda elde ettikleri merkezi sınav puanların ortalaması 286,35 ve standart sapması 69,22 olarak hesaplanan dağılımda öğrencilerin %7,85’i 400-500 puan aralığında bulunmaktadır. Merkezi sınav puanı dağılımında öğrencilerin en yoğun (%56,29) bulunduğu aralığın 200- 299 olduğu görülmektedir.
İlgi duyanlar Milli Eğitim Bakanlığı’nın aşağıda verdiğimiz linkinden 202 LGS raporuna ulaşabilirsiniz. (http://www.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2020_07/17104126_2020_Ortaogretim_Kurumlarina_Iliskin_Merkezi_Sinav.pdf)
Sayın Başkan, burda herkese düşen görevler var. Bakanlık eşit ve adil bir ücret dağılımını yaparak farklı ücret politikasına son verecek.
Öğretmenlerde, her şeyin para ile ölçmeyecekler, asli görevlerinin, vatana millete devlete ve de hepsinden önemlisi islama uygun bireyler yetiştirmek olduğun farkında olması gereklidir. Sora da Aile var tabiki. Aile en önemli ayak.
Bu ne la bende mi yazı yazsam🤣