Ağrı Bana Çok Şey Kazandırdı

Yıl 2012 aylardan Ocak. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nda bütçeye bakan Şube müdürü olarak görev yapıyordum. Zamanın müsteşarı seni Ağrı iline il milli eğitim müdürü olarak göndereceğiz dediğinde hayatımın önemli noktalarından birisi yaşamıştım. Hiç bir girişimim olmadığı halde böyle bir görevin tevdi edilmesi elbette ki benim için büyük bir gururdu ama şaşkınlığımı da halen unutmuş değilim.

Görev tevdi edildiğinde hemen Ağrı ilinin genel durumunun yanında özelde eğitimi hakkında bilgi toplamaya başlamıştım. Doğruyu söylemek gerekirse istatistikler ve diğer bilgiler çok da olumlu değildi. İklim olumsuz, ön yargı var. Her şeyden öte başkentten ayrılıp Türkiye’de güneşin doğduğu yer olarak tanımlanan Ağrı’ya gitmek. Yeni bir düzen ve çocuklarınızın eğitim hayatı. Baktığınızda her şey olumsuz. Daha önce 6 yıl Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde çalıştığım için bu bölge insanın samimiyeti, cefa kârlığı, dostluğu beni her zaman etkilemiştir. Hayatımda “keşke”lerin yerini “iyiki”lere önem veren birisi olarak gitmek için en ufak bir tereddüt yaşamadım. Şartların zor olduğu yerlerde çalışmak zor olduğu kadar da iş doyumu açısından sizleri tatmin edecek ortamlardır. Yaptığınız her güzel çalışma kendini gösterecektir. Böyle yerlerde, olumsuzlukları fırsatlara çevirmek daha kolaydır.

Ağrı’ya her ilk atamada en az 2000 öğretmen ataması yapılmaktadır. İlk atama olarak gelen öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu yalnız gelmek yerine, anne ve babaları ile geliyorlardı. Buradan çıkan sonuç şuydu: Öğretmenlerimiz gelirken bir ön yargı ve endişe ile geliyorlardı. O zaman ilk yapmamız gereken şey, yeni atanan öğretmenlerimizde ilk günlerinden itibaren olumlu etkiler bırakmaktı. İlk atama yoluyla atanan öğretmenlerdeki olumsuz ön yargıları ortadan kaldırmak adına havaalanında, otobüs terminalinde öğretmenlerimizi çiçeklerle karşıladık. Bu uygulamayı Türkiye’de ilk başlatan il olduk.  Bazı merkez ve ilçe belediye başkanları ile görüştük ve ilçelerine atanan öğretmenlere hoş geldin yemeği vermelerini rica ettik. Sağ olsunlar onlar da bizim önerimizi kabul ettiler. Belediye başkanlarının kendi ilçelerine atanan öğretmenlere verdikleri hoş geldin yemek davetlerine bizzat kendim katıldım.

İlk atama yoluyla göreve başlayacak öğretmenler il merkezine gelip, işlemler yapıldıktan sonra atandıkları ilçelere gönderiliyordu. Yaptığımız ilk işlerden bir tanesi de bu öğretmenlerimizin, il merkezlerine gelmeden atandıkları ilçelerde göreve başlatmak ile ilgili çalışmaları tamamlamak oldu.

Temel eğitim ve Hazırlayıcı eğitim kurslarında bu genç öğretmenleri bizzat ziyaret ettim. (Her ne kadar il müdürü böyle kurslarda görev almaz diyen mesai arkadaşlarımız olsa da) Onları dinledim, problemlerine çözüm bulmaya gayret ettim.

Genç öğretmenlere verdiğimiz değerin karşılığında onlar da büyük bir özveri ile çalıştılar. Bunun karşılığında okula devam ve okul başarılarının arttığını gördük.

Ağrı gibi illerin eğitim açısından genç öğretmenlerin ağırlıkta olması tecrübesiz öğretmenler atanıyor eleştirisinin tam aksine şahsen bu durumu büyük bir avantaja çevirdik.

İyi bir iletişim, öğretmenlere değer verme, çözüm odaklı çalışmanın karşılığında ciddi başarılar elde ettik. Akademik başarı anlamında da İl ortalaması bir yıl içerisinde gözle görülecek şekilde arttı.

Görev yaptığımız iki yıl içerisinde Ağrı ilinin pansiyon ihtiyacı hiç kalmazken, okul ihtiyacının büyük kısmını bu zaman içerisinde gerçekleştirdik. En ücra köylere kadar gitmeye gayret ettik. Tendürek dağlarının zirvesindeki bir öğretmenimizin kahvaltı teklifini dahi geri çevirmedik. Onlara verdiğimiz değeri göstermemiz gerekiyordu. Sosyal medyamızı (Yıl 2012) oluşturarak bizler dertlerini anlatamayan öğretmenlerimizin bize bu şekilde ulaşmalarını sağladık. Bu yolla problemlerini dile getiren öğretmenlerimize çözüm bulmaya gayret ettik.

Türkiye’de ilk yaptığımız çalışmalardan bir tanesi de 3 Bayan Şube Müdürü ile çalışmak oldu. Böyle bir görevlendirme yapmadan önce bir çalışma yaptık. Öğretmen kadromuzun yarıdan fazlası bayandı. Pansiyonlarda kalan öğrencilerimizin yarısı kız öğrenci idi. Bayan şube müdürü görevlendirmemiz takdirde daha iyi irtibat kuracakları, problemlerini daha iyi ifade edeceklerini düşünmüştük. Bu gerekçelerle Türkiye’de bir ilk olan 3 bayan şube müdürü görevlendirmesi yaptık. Elhamdülillah ki bu arkadaşlarımız işleri ile bizleri mahcup etmediler.

Ağrı’da çalıştığım iki yıl içerisinde yine yerel gazeteler tarafından yılın bürokratı seçildim. Tüm bunları anlatırken aslında bizim Ağrı’ya bir şey kattığından değil tam aksine Ağrı’nın bizlere çok şey kattığını ifade etmek içindi. Deyim yerinde ise bu çalışmalar şahsımın popülaritesini artırdı. Bakanlık merkez teşkilatında daha iyi tanınmamızı sağlamış olmalı ki yine hiçbir talebim olmadan Bakanlık yetkilileri bizleri önce Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürü olarak daha sonra da bakanlık merkez teşkilatında görev vermelerinin yolunu açtı.

O gün bugündür benim de çok sevdiğim Ağrılılar beni fahri hemşeri olarak kabul etmişlerdir. Oradan ayrılalı yıllar geçmiş olmasına rağmen güzel dostlar ve dostluklar edinmişimdir. Sağ olsunlar hemen her gün bir Ağrılı hemşerim beni arar, halimi hatırımı sorar.

Gerçekten Ağrı bana çok şey kazandırmıştır.

Kaynak: http://www.ajans04.net/haber-milli-egitim-uzmani-fatih-basak-agri-bana-cok-sey-kazandirdi-17373.html

Söyleşi işe ilgili videonun tamamını izlemek için TIKLAYINIZ.