Aşı olacak mısınız

2019 Aralık ayında başlayan, 2020 Mart ayından itibaren ise ülkemizde ve dünyada hayatı durma noktasına getiren Covit-19 pandemisi, herkesi derinden etkilemiştir.

Okulların 16 Mart 2020 tarihinden beri tatil edilmesi, uzaktan eğitim faaliyetleri, ibadethanelerin kapatılması, maske takma zorunluluğu, yakınlarımıza bile uzak oluşumuz, sokağa çıkma yasakları… hayatımıza giren uygulamalar olmuştur. İki milyona yakın insanı kaybettiğimiz bu süreçte rakamları takip eder olduk. En dip seviyede olsa bile, can kaybı yaşanan evlerdeki acı, yürekleri dağlar nitelikteydi. Emsali görülmemiş bu tür salgın ve getirdiği olağanüstü durumlar nedeniyle çeşitli sıkıntılar baş göstermiştir. Bir an önce normale dönme isteği hepimizin ortak duası niteliğini almış, hacı yolu gözler gibi aşının icat edilmesini bekler olmuştuk.

Hemen her ülke benzer sıkıntılar yaşamış ve aşı çalışmalarına hız vermiştir. Derken virüsün başladığı Çin, aşının da başlangıcı oluyordu.

RNA tabanlı aşılarda ise virüsün tamamı yerine, genetik bilgisini taşıyan RNA zincirinden kritik bir kısım vücuda enjekte ediliyor. Viral vektör aşılarında da yine gen teknolojisi kullanılarak, virüsün taşıdığı genetik materyalin bir kısmı, başka bir virüs içine yerleştiriliyor ve vücuda enjekte ediliyor. BioNtech ve Moderna aşıları RNA tabanlı, Sputnik V ve Oxford/Astrazeneca aşıları da viral vektör tabanlı aşılar…

Aşılar bulundu, etkililiği test edildi, uygulama başladı. (bu satırların yazıldığı saatte, kızım ve annem babam dahil, iki milyondan fazla insanımız aşının ilk dozunu vurulmuştu.) Sıradaki tartışma hangi aşı iyi, hangisi ne etki ediyor? Her zaman her şeyi bilenlerimiz her ortamda konuşur oldular yeni uzmanlık alanları ile ilgili. Aşı ile ilgili bir konu olduğunda kısırlaştırma beraberinde geliyor. Yine bizi kısırlaştıracaklar…

Çocuk felci aşısı vurulacağı zaman, yurt dışı çıkışlarında (bilhassa hac ve umre için) aynı kafa karışıklığı oluşturma çabaları insanların zihnini bulandırmıştı. Bir öğretmenimiz anlatmıştı: “Arkadaş grubu ile Umreye gidecektik. Aşı olmak mecbur idi. Ortalıkta aşı ile kısırlaştırıldığına dair bir sürü cümleler dolanıyordu. Mecburen aşılarımızı yaptırdık. Döndüğümüzde hepimizin aynı yaşta çocukları oldu.”

Her şeyi ( siyaseti siyasilerden, eğitimi eğitimcilerden, takım yönetmeyi teknik direktörlerden daha iyi) bilenler, elbette aşıyı sağlıkçılardan daha iyi bilecektir. Sözü Necip Fazıl’a bırakalım:

Gam çekme, böyle gitmez bu devran,

Nihayet sonuncu durağa gelir.

Hasretle beklenen, gelir mutlaka

Sultan fikir, şanlı otağa gelir.