Baktığımız pencereler farklı olunca aynı yeri göremiyoruz

Covit-19’un çıkmasından günümüze kadar ülkemizde en çok tartışılan konuların başında sağlık ve eğitim geliyor. Tabi eğitim olunca da okulların açılıp açılmayacağı, açılacaksa hangi şekilde açılacağı ülkemizdeki tüm insanları ilgilendiriyor. Okulların açılması konusundaki tartışmalara katkıda bulunmayı ve hangi şartlarda açılması gerektiği, okullar açılırken ve okullar açıldıktan sonra hangi hususlara dikkat edilmesi gerektiği, okulların açılmadığı bir senaryoda uzaktan/online eğitimlerin nasıl yürütülmesi gerektiği konusunda hemen hemen herkes bir fikir söylüyor.
Bilim Kurulu’nun tavsiye kararları neticesinde aşamalı ve seyreltilmiş bir modelle 2020-2021 eğitim öğretim yılına 31 Ağustos 2020 tarihinde okulları uzaktan eğitimle, 21 Eylül’de Bilim Kurulu tarafından tavsiye edilen sınıflarda aşamalı ve seyreltilmiş şekilde yüz yüze eğitime de başlanacak. Dileyen özel okullar, 17 Ağustos Pazartesi gününden itibaren uzaktan eğitim araçlarıyla eğitim faaliyetlerini başlatabilecektir. Yüz yüze eğitim alamayan öğrenciler de eğitimlerine uzaktan eğitim araçları ile devam edecekler.
Eğitim camiası başta olmak üzere herkes “Hastalık kontrol altına alındığında okulları açmak temel hedef olmalıdır.” düşüncesinde hemfikir. Çünkü çocuklarımız okullarını, öğretmenlerini özlediler, öğretmenlerimiz de çocuklarını özlediler. Okulsuz toplumun konuşulduğu bir dönemde yüz yüze eğitim olmadan olmayacağını herkes anlamış görünüyor. Öğrenci öğretmenine soracak, öğretmeni öğrencisine tebessümler gönderecek. Öğrenci öğretmen arasındaki o sevginin olması gerektiğini herkes anlamış durumda.
Peki ama bu nasıl olmalıdır. Öğrencileri, ebeveynleri ve öğretmenleri okulların açılışına hazır hâle getirmek için etkili bir iletişim ağı kurulmalıdır. Okul yöneticileri ve öğretmenlerimizin bu konuda bilgilendirilmeli gerekiyorsa yerelde öğretmenlere yönelik seminerler düzenlenmelidir. Bu çerçevede, belediyeler, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşları gibi ilgili tüm paydaşlar okulların açılması sürecindeki hazırlıklar konusunda bilgilendirilmeli ve okulların açılma sürecinde gerekli destek talep edilmelidir. Özellikle 1., 8. ve 12. sınıf öğrencileri için daha özel çalışmalar yapılması gerekmektedir. Çocukların öğrenme düzeylerinin tespiti için soru bankaları sunulabilir.
Pandemi sürecinde en çok tartışılan konu: Eğitimin nasıl gerçekleşeceği. Veliler, öğretmenler, yöneticiler, Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, hatta esnafların dahi son günlerdeki en çok tartıştığı konu EĞİTİM.
Okulların açılmasının yaklaştığı bu günlerde bunun tartışılmasından daha doğal bir şey de olamaz zaten. Ama yukarıda saydığımız toplumun değişik profilleri eğitimi tartışırken herkes kendi penceresinden bakarak tartışıyor eğitim konusunu.
Veliler çocuğum sağlıklı bir şekilde okula nasıl gidecek? Okuluna gittiği zaman çocuğumun sağlıklı bir şekilde evine tekrar dönecek mi sorusu başta olmak üzere, eğitimin nasıl verileceği de kafalarında soru olarak duruyor. Ve haklılar.
Öğretmenlerimizin ilk düşündükleri öğrencilerin ve kendilerini pandemiden nasıl koruyacaklarıdır. Artık bu anlamda öğrencilerinin de sağlıklarını düşünmek zorundalar. Bir taraftan derslerin nasıl işleneceği, uzaktan eğitim olursa ne gibi çalışmalar yapmaları gerektiğini düşünürken diğer taraftan da yüz yüze eğitimler için nasıl bir metot uygulayacağını düşünmektedirler. Ve haklılar.
Okul yöneticileri pandemi karşısında hem öğrencilerin hem de personelinin sağlıklarını korumak başta olmak üzere sınıf ortamlarının da buna uygun hazırlanması noktasında büyük gayret gösteriyorlar. Ancak onların da ellerinde yeterli bütçe yok. Buna rağmen çevrenin imkânlarını da kullanarak ellerinden gelenin en iyisini yapma gayreti içerisindeler. Ve haklılar.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri de başta eğitim çalışanları ve öğrencilerin sağlıklarını düşünüyorlar elbette. Ama onlar ayrıca gerek uzaktan eğitim, gerekse yüz yüze eğitim için alternatif programlar ve öğretim teknikleri üzerine kafa yoruyorlar. Dijital ortam ve okulların teknik alt yapılarını güçlendirmek için de gayret ediyorlar. Fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırmak için tedbirler alıyorlar.Ve haklılar.
Servisçiler geçim kaynaklarının tükendiğini artık çalışmak istediklerini söyleyerek bir an önce yüz yüze eğitim verecek şekilde okulların açılmasını talep ediyorlar. Ve haklılar.
Kantinciler, okulların kapanması ile birlikte gelirlerinin kalmadığını ancak bu arada kira vermeye devam ettiklerini, vergilerini vermeye devam ettiklerini ve artık dayanacak güçlerinin kalmadığını söylüyorlar. Ve haklılar
Çalışan anneler yüz yüze ve seyreltik bir eğitime geçilmesi durumunda çocukları ile kimlerin ilgileneceğini ve ne yapacaklarını düşünüyorlar. Ve haklılar.
Tamam, herkes haklı ama o zaman çözüm ne olacak diyorsanız. İşte bunun cevabını bulmak zor ve herkesin aynı konu üzerinde hem fikir olması da mümkün değil. O zaman yapılacak olan herkes kendinden tavizler vererek orta bir yolun bulunmasıdır.
Herkes kendi penceresinden baktığı zaman kendine göre haklı olduğu görülebilir ama gelin hep birlikte tek bir pencereden bakalım. Tek pencereden bakıldığında çoğunluk da aynı noktayı görecektir. Bu ülke zor zamanları hep birlikte olarak çoğu zaman da kendi menfaatlerinden feragat ederek güzel günlere ulaşmıştır.
Ne olursa olsun tek pencereden baktığımızda gördüğümüz şey: Sağlık ve Eğitim.
Aynı pencereden bakabilmek için gerçek vatan sever olmak gerek… Islık çalarak kendi penceresinden bakanların derdi sağlık ve eğitim değil…
Karar alıcılar, uygulayıcılar ve hizmeti alanlar farklı acılardan baktıklarında farklı şeyler görüyor. Hele birde karar alıcılar gerçek veriler ile değil de masa başında hazırlanan raporlara dayanılarak karar alınıyorsa o zaman vay halimize…
Okulsuz toplum tartışmaları için henüz çok erken olduğu ortaya çıktı ama fırsattan istifade okul kurgumuzu değiştirmek ve geliştirmek zorundayız.Toplumun sosyal ekonomik bakimdan dezavantajlı kesimlere bu süreçte daha çok mağdur oldu . İstenilen seviyede olmasa da okulların bir fırsat eşitliği gibi (eksiklerine rağmen çok büyük bir toplumsal yükü om)uzladığı görüldü.
Başkanım kaleminize sağlık, inşallah en kısa sürede bu pandemi süreci biter ve öğrencilerimiz öğretmenleri ile buluşur. Tabi ki bu süreçte her şeyden önce öğretmen ve öğrencilerimizin sağlığı geliyor.