Bir Yazar Bir Kitap (Ahmet KEKEÇ – Ulufer)

Kim demişti, “Dünyanın bu kadar güzel, bu kadar baştan çıkarıcı ama aynı zamanda bu kadar çirkin olduğunu bilemezdim” diye? Güzeldi, baştan çıkarıcıydı ama çirkindi.
Kitap Tanıtımı: ULUFER
1970’lerin İskenderun’unda, taşrada başlayıp, 12 Eylül darbesi sonrası Türkiye’sinde nihayete eren roman; Kekeç’in usta bir edebi işçilikle işlediği, yakın siyasi ve toplumsal tarih fonunda bir aşk hikâyesine odaklanıyor. Toplumsal normların araya setler örüp imkânsızlaştırdığı bir Alevi-Sünni aşkına… Taşrada farklılıklar çok daha fazla hissediliyor. Sonuçta küçük birimlerdir taşra illeri. Herkes birbirini bilir. Sevdiği kızın Alevi kökenli olması nedeniyle karşısına toplumsal bir engel dikiliyor Mehmet Ali’nin de. Her iki taraftan. Aşmaya çalışıyor, bunun verdiği huzursuzluğu yaşıyor taşra rutinin verdiği sıkıntılar dışında. Büyükşehirlerde kimse kimsenin ne olduğuyla ilgilenmezken, taşrada yaşamanın sıkıntılarını yaşarlar aşıklar.
Ulufer bir aşk öyküsü ama 70’li yıllardaki ekonomik ve toplumsal değişimi izliyor. 70’li yıların başında köylerde, kasabalarda yaygın mesleklerdendi nalbantlık. Sonra otomobil girince devreye olumsuz etkilendi. Üretim biçimi değiştiğinde, üretim ilişkileri de ilişkiler de değişiyor. O aşk öyküsü de bu değişimin ortasında konuşlandırıldı.
“Sanki her şeyin sorumlusu bizdik. Yüzlerce yılın hesabını iki kişiden soruyorlardı. Biz bir araya gelirsek hesap daha da kabaracaktı. Korunaklı dünyalarında haklı kalmaları bizim bir araya gelmememize bağlıydı. Biz mutlu olursak, onlar mutsuz olacaktı.”
İçine sığmadığı bir yaşama hapsolmuş Mehmet Ali, bir gün elbet sevdiği kadına, Ulufer’e kavuşacak, şiirlerini dergilerde yayınlatacak ve bu toprakları terk etme kudretini kendinde bulacaktır.
Gitmek ve kalmak arasında dolanan Mehmet Ali, babasının ölümünün ardından, zaten acemisi olduğu bu hayata biraz daha uzaktan bakmaktadır. İstasyondan başka diyarlara kalkan trenler onun için belki de bir kurtuluş kapısıdır.
Gazeteci yazar Ahmet Kekeç, uzun bir aradan sonra gelen yeni romanıyla, kıyıda köşede kalmışlara sesleniyor.
Ulufer, atlar otomobillere evrilirken insan kalabilmek için çabalayan azınlığa…
Yazar: Ahmet Kekeç Kimdir?
Ocak 1961 de Malatya’da doğdu. Sırasıyla Atatürk İlkokulu, Atatürk Ortaokulu, Atatürk Lisesini okudu. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nden atıldı.
Aylık Dergi, Mavera ve Yöneliş dergilerinde hikâye, deneme ve eleştiri yazıları yazarak yazı hayatına başladı. 1985’te ilk hikâye kitabı olan “Son İyi Şeyler”i çıkardı. Bir kısmı gazete yazılarından oluşan 10 kitabı bu dönemden sonra yayımlandı. Millî Gazete, Yeni Haber, Zaman, Vahdet, İmza ve Akit gazetelerinde muhabir, editör ve köşe yazarı gibi görevler üstlendi. Uzun süredir gazetecilik mesleğini sürdüren Kekeç’in gazetelerde yazdığı yazılar 1997 yılında MGV Gençlik Dergisi ve Türkiye Yazarlar Birliği tarafından ödüllendirildi.
Son yıllarda çalışmalarını roman üzerine yoğunlaştıran Ahmet Kekeç, 28 Şubat dönemini anlatan Yağmurdan Sonra adlı bir romana imza attı. 2006 yılından beri Star Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapmaktadır. Televizyon kanallarında “Memleket Meselesi” ve “Derin Mevzu” adlı iki program sunmuştur. “Nerede Kalmıştık?”, “En Sıradışı” adlı program gerçekleştirmiştir.
Ahmet Kekeç, 14 Kasım 2020 tarihinde COVID-19 nedeniyle hayatını kaybetti.
Bazı Eserleri:
- Cumhuriyet Apartmanı
- Ulufer
- Oyun Kuranlar ve Oyun Bozanlar
- Kalanlar
- Birinci Meclise Yapılanlar
- Gazeteciyim Ama Tedavi Görüyorum
- Kanamalı Haydut