Bir Yazar Bir Kitap (Gustavo Le Bon – Kitleler Psikolojisi)

Kitleler insanlık tarihinde büyük roller oynamışlarsa da bunların etkileri bugünkü kadar önemli olmamıştır. Kitlelerin şuursuz hareketlerinin, fertlerin şuurlu faaliyetlerinin yerine geçmesi çağımızın başlıca vasıflarındandır.
Kitleler arasındaki iletişimsizlik ve karmaşa gibi olaylar uzmanların görüşü, yaşanmış ve denenmiş olayların yardımıyla bu kitapta çözümleniyor.
Le Bon, herkesin fert ve kitle psikolojisi hakkında bilgi sahibi olması gerekliliğinden hareketle “Kitleler Psikolojisi” isimli çalışmayı okurlarının faydasına sunuyor.
Cani denen kitlelerin bütün kitlelerde gördüğümüz karakterlerin tamamıyla aynıdır. Telkine elverişlilik, çabuk inanma, hareketlilik, iyi veya kötü davranışlarda mübalağaya kaçma gibi. Bir kitle tarafından işlenen cinayeti yargılayan jürilerde maalesef çoğunlukla kitleler tarafından etki altına alınmış olurlar. Kurulma aşamasında demokratik olan heyet, eğilim açısından aristokrattır.
Yazar, insanlığın üzerine bina olduğu köklü temellerin yıkılmaya başladığı 19. yy’da yaşamış ve bu yıkımın nedenlerini yakından gözlemleyip analiz etmiştir. Bu köklü temeller uygarlıkların oluşumunu sağladığını ifade ettiği dini, politik ve toplumsal inançlardır. Bu zeminin değişimi de yine yavaş yavaş meydana gelmiş ve ‘eşitlik, kardeşlik ve özgürlük’ sloganı ile ortaya çıkmış Fransız Devrimi ile vücut bularak dünyaya yayılmıştır. Sanayi devrimi ile de birlikte insanlığı tamamen dönüştürmüştür. Bu zamana kadar elit bir kadro eliyle birtakım inançlar doğrultusunda yönetilen kitlelerden oluşan uygarlık düzeni ters yüz edilerek, ‘kitleler çağı’ başlamıştır.
Kitlelerde görülen temel karakteristik özellikleri şöyle sıralamaktadır.
● Yargılama gücü yoktur. Düşünceleri bütünüyle red ve kabule dayanır; kesin doğrular ve kesin yanlışlar vardır. Münakaşa ve itiraza dayanma gücü yoktur.
● Kendilerine uygun telkin olunan şey uğruna canlarını feda ederler. Telkin olunan şeylerle tüm kavrama güçlerine hakim olunabilir. Yalnız şiddetli ve aşırı duygulara sahiplerdir
● Kısa zamanda sever ve sevdikleri kısa bir zamanda kral yaparlar; aynı kişiden kısa zamanda nefret edebilir ve onu rezil edebilirler. Akılla, kanıtla değil hayallerle düşünür ve basit olup duygularına hitap edene riayet eder, bunlara değer verirler
● Çabuk kışkırtılırlar, çabuk kızarlar. Fikirlerine taassup hakimdir, baskıcıdırlar ve muhafazakâr yapıya sahiptirler
Genel olarak bu özelliklere sahip kitle bir koyun sürüsü gibidir ve her daim kendisine bir çoban arayışı içindedir. Bu çobanın zeki ve akıllı olması da gerekmez. Nüfuz sahibi olması ve itibarı yüksek olması elzemdir. Yani güçlü olması gerekir. Kitle yani sürü, güce itibar eder ve onun nazarında ideal yönetici tipi Sezar, Napolyon vs karakteri tipidir. Asla özgürlük arzusunda değildirler. Haliyle bu yapıya sahip bir kitlenin de gerçeğe duyduğu bir arzusu da yoktur. Aksine kendisine bulduğu Sezar’ın kendisine hayaller sunmasını, geleceğe ait hedeflerle kendisini beklentiye sokup birlik duygusunu pekiştirmek isterler. Böylelikle birey olabilmekten ve kendi başına düşünmek ve karar vermek zorluğundan kurtulmak isterler.
Yazarın dediği üzere “Bir büyük inancın değeri münakaşa edilmeye başlandığı gün, o inancın ölüm günüdür.” Nitekim bu söz model için de geçerlidir, nitekim kitleye inancı veren temel unsur bu modellerdir. Yine yazarın sözüyle “Kitle, çobanından vazgeçemeyen bir sürüdür”.
Yazar bundan sonra su an günümüze hakim olan ama o zamanlar emekleme aşamasında olan parlamento, demokrasi ve seçimlerin aslında birer kitle özelliğinde olduğunu ifade ederek, seçmen kitlesinin de değerlendirme, tenkit gücünün zayıf ve aklına değil duygularına hitap eden adayları seçmeye dönük olduklarını söylemiştir.
Kitabın tespitlerini okurken, günümüz dünyasındaki toplumları görüyorsunuz. Sonuç olarak herkesin okumasını tavsiye edeceğim çok önemli bir eser oldu “Kitleler Psikolojisi.”
Ama Mücahit GÜLTEKİN’in “Algı Yönetimi ve Manipalisyon” kitabı ile birlikte okumanızı özellikle öneririm.
Gustavo Le Bon Kimdir ?
Fransız sosyolog ve antropolog. Toplum ve kitle psikolojisi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır.
7 Mayıs 1981 tarihinde Nogent-le-Rotrou’de dünyaya geldi. Tıp eğitimi aldığı halde sosyal bilimlere yöneldi. 1895 yılında kendisine büyük ün kazandıran ve alanının önci çalışmalarından biri olan “Kitleler Psikolojisi” adlı eserini yayınladı.
Devrimlerden ve bilhassa Fransız devriminden nefret eden Le Bon her türlü topluluk gibi temsil işlevi gören meclislerin de kitle psikolojisini yansıtan bir “kalabalık” olduğunu savunuyordu. Ona göre bireyin zeka seviyesiyle orantılı kararlar almasını önleyen “yığın psikolojisi” sendikaların , siyasi partilerin ve bilhassa meclislerin çalışmasına egemen olarak batı uygarlığının çöküşünü hazırlıyordu. Bu süreci tersine çevirmenin tek çaresi seçkinlerin inandıkları dönüşüm programlarını bu tür temsili yapılara karşın taviz vermeden uygulamalarıydı. Bu programları kitlelere benimsetmenin yolu ise bunları onların onayına sunmak değil, bunların kendilerininn yararına olduğunu onlara sürekli biçimde tekrarlayarak içselleştirmelerini temin etmekti.
Yazar 13 Aralık 1931’de Marnes-la-Coquette’te ölmüştür.