Durduğun yer senin kaliteni belirler

Bir gün baba ölümünden önce oğluna der ki;
“Bu saat babamın dedesinin saatidir. Onun 200 yıldan daha fazla geçmişi vardır. Bu saati sana vermeden önce, mahallenin başındaki saatçiye gidip saatin değerini sor.”
Oğlunun gittiği saatçi; saatin köhne bir saat olduğunu ve 5 liradan fazla veremeyeceğini söyler.
Baba oğluna der ki;
-Şimdi önemli eşyalar satan yere götür.
Oğlu götürüp geldiğinde saate 5 bin lira verebileceklerini söyler.
Baba oğluna der ki;
-Şimdi müzeye götür ve onlara da değerini sor”.
Oğlu müzeye gidip geri döndüğünde;
-Bir mütehassıs çağırdılar ve o saate 1 milyon lira dedi, der.
Eğer dağda tek başına bir hayatı tercih etmemişseniz bir toplumun içerisinde yaşıyorsunuz demektir. Bu topluluk aile olabileceği gibi, çalıştığınız iş yerinizdeki mesai arkadaşlarınız ya da özel hayatınızda daha değer verdiğiniz kişilerden oluşmaktadır. İnsanların değeri, içerisinde yaşadığı toplumun kalitesi ile ölçülür.
“Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” atasözü bunu en iyi şekilde açıklar. İnsanoğlu her zaman en iyi anlaştığı kişilerle arkadaşlık kurmak ister. Sevdiği kişilerin yanında olmayı ve onların da kendi yanında olmasını ister. Bu sevdiği ve yanında olmasını istediği kişiler onun çevresini oluşturmakla birlikte kalitesini de belirler. Kaliteden kastımın da kesinlikle yüksek tahsille, akademik unvanlarla ilgisinin olmadığını belirtmek isterim. Nice arif insanlar vardır ki nice okuyanlara hayat dersi verebilir. Kalitenin yükseköğretim görmekle ilişkisi olabileceği gibi tamamen buna bağlamak da doğru değildir.
Her ne kadar değer ve kalite kavramı kişiden kişiye, toplumdan topluma değişse de genel kurallar içerisinde kabul gören kriterleri vardır. Havanın yağmurlu olması kimi için iyi olmasa da kimileri için çok romantik ya da bereketli olarak tanımlanabilmektedir. Sarhoşlar için iyi içki içmesi onun nazarında kaliteli insan olarak görmesi için bir sebeptir ama genel geçer bir sebep değildir.
Ahlâkın dinî boyutu da dâhil olmak üzere toplumsal yaşamın bir çerçevesi olduğu, toplumsal dünyayı düzenlemeye yönelik olduğu ve kişilerin özellikle davranışlarıyla ilgili olduğu için pratik alanında anlam kazandığı görülebilir. Anlam kazandığı ölçüde de kalite ortaya çıkacaktır.
Dertsiz insan yoktur. Lakin derdin de bir dermanı vardır. İnsanları bu nokta da birbirlerinden ayıran “dertlerinin kalitesidir”. Bazı insanlar sırf kendileri için yaşarken, diğerleri de efendimizin yolundan giderek “ümmeti, ümmeti” demeyi, hayatlarının en büyük gayesi olarak bilirler. Zahirde her ikisi de dert olarak görünse de “derdinin kalitesi, insanın kalitesini belirler.
İnsanın içiyle dışının örtüşmesi kalitesini belirler. Seni iç dış çarpımı yapmaya zorlayanların her zaman bir defosu vardır. Kalite farkı için ise önce kendimize bakalım.
Doğru yer senin değerini düzgün verir, yanlış yere gitme ki sana değer verilmediği zaman üzülmeyesin. Senin değerini sana kıymet veren bilir. Sana layık olmayan yerde durma!
İsmet Özel’in dediği gibi “Senin bulunduğun yerde biri ahlaksızlık yapabiliyorsa, sen de ahlaksızsın demektir.” sözünü dikkate almamız gerekiyor.
Resûlullah’ın (sav) : “Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden her biriniz, kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin.” İle “İyi arkadaşla kötü arkadaş misk taşıyan kimse ile körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder yahut sen ondan (miski) satın alırsın ya da ondan güzel bir koku duyarsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku duyarsın!” sözlerini hayatımıza tatbik etmediğimiz sürece kaliteden bahsetmemiz mümkün olmayacaktır.
Sözün özü: Durduğun yer senin kaliteni belirler.
Kalite bir tercih meselesidir.
Başkanım yine güzel bir yazı çıkarmışsın tebrik ederim emeğine yüreğine sağlık.??
Emri bil maruf ve nehyi anıl münker üzere olan kullarını bizlere dost eyle. Kaliteli olmak önemli ama daha önemli olan kimlerin içinde kaliteli oduğun. Yazınız için teşekkürler
Fatih Bey, yazınızı okudum. Tebrik ederim. Genellikle bilmeden hataya düşülen bir konuya değindiniz. Çok bilinen bir hikayeden hareketle güzel bir sonuca vardınız. “Altının değerini sarraf bilir.” Değerden anlamayan yol arkadaşlarıyla birlikte olmak zaten sınırlı olan bir ömrü heba etmek demektir. Cehdimiz doğru insanlarla birlikte olma yolunda olsun. Allah, bizlere kendi yolunda giden ve değer bilen insanlarla birlikte olmayı nasip eylesin.
İtle yal yersen üzerine sıçramasına razı geleceksin der eskiler.
Çok yerinde tespitler başkanım.
“Bize bir nazar oldu…
Ne olduysa azar azar oldu. ( Alıntı)
…
Dost ararken arkadaştan olduk…
Dostum, doslukların artması temennisiyle…
Evet peygamberimiz (s.a.v) ne güzel ifade etmiş bu durumu: ” Kişi dostunun dini üzeredir.” …
Başkanım, tek kelimeyle harika.
Oysa bu gün toplumun yeganesi görsel şölende hep yükseklerde birilerinğn yanında durmaktur derdi.
O yüzden
Dünün iyileri bugün kötü
Kötüler yi olabiliyor
Bize miskü amber lazım
Tabi bizdede körük isi olmaması gerek