Rotasyon olmalı mı? (2)

Rotasyon Olmalı mı? yazımızın birinci bölümünde bu konuya bir giriş yapmıştık. Bu bölümde daha çok çözüm önerileri üzerinde durmaya gayret edeceğiz.

Rotasyon uygulanması durumunda kişinin özel hayatı da dikkate alınmalıdır. Rotasyonun ne zaman yapılacağı önemlidir. Özellikle yaz tatilinde yapılması öğretmenlerin daha sağlıklı ve güvenilir bir şekilde yeni görev yerlerine gitmelerini de kolaylaştıracaktır.

Bir diğer önemli husus hizmet bölgelerinin şartları da dikkate alınmalı ve hizmet alanlarının tekrar gözden geçirilerek, siyasetin ve eğitim dışı kurumların müdahale edilmesine fırsat verilmeden standart kriterler çerçevesinde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Öğretmenlerin rotasyon ile ilgili takvimi çok önceden bilmeleri, en önemli konulardan birisidir. Takvimin netleşmesi, öğretmenlerin önlerini görmelerini ve hazırlıklarını buna göre yapmalarını sağlayacaktır. Bir yıl sonra rotasyona tabi olacağını ve buna göre hareket etmesi gerektiğini bilecektir.

En önemlisi de bakanlığın bu rotasyon uygulamasından vazgeçmeyeceğini de net olarak bilmelidir. Şube müdürlerine rotasyon uygulayıp daha sonra geçici görevlendirmeler yapmak eğitim camiasında huzursuzluğa neden olmakta ve Bakanlığımıza olan güveni sarsmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın rotasyon uygulamasındaki ısrarı aynı zamanda adaletli uygulamayı da beraberinde getirecektir. Dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan bir diğeri de öğretim kademelerindeki öğrenim sürelerinin dikkate alınarak yapılmasıdır. Öğrenim süreleri dikkate alındığında bu süre en az 4 en fazla 8 yıl olacak şekilde planlanmalıdır. 
Rotasyonun uygulanması durumunda norm kadro fazlası öğretmenlerin sayısı da ciddi oranda düşecektir.

Meslektaşlarım rotasyon uygulanmasına dair olumlu düşüncelerime kızacaklardır. Ülkemizde rotasyon uygulamasına hemen başlanmasının ciddi tepkilere  yol açacağı da bir gerçektir. Elbette ki bunda haklılık payı da vardır. Yeni bir düzen, yeni bir hayat bunlar çabuk değiştirilecek unsurlar değildir. Ben bu ülkeyi gerçekten çok seviyorum. Ülkemin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 8 yıl çalıştım. Batı bölgelerindeki illerimizde norm fazlası oluşurken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve kırsal bölgelerde öğretmen ihtiyacının çok fazla olması bir şeyler yapılması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Nerede ise her on yılda bir zorunlu hizmet affının getirilmesi de yığılmaları ve norm fazlasının oluşmasına maalesef katkı (!) sunmuştur. Herkese aynı anda istedikleri yere tayin olma hakkını veremeyeceğimize göre bunu tartışmamız kaçınılmazdır. Zorunlu hizmetini yapmış, yıllardır aynı yerde çalışıp yerinden kımıldamayan öğretmenleri düşündüğümüz gibi, tayin istediği halde bir türlü gidemeyen öğretmenleri de düşünmek zorundayız.

Ülkemizde öğretmen dağılımında ciddi problemler yaşanmaktadır. Öğretmenlerimizin bu anlamda rahat nefes almaları önemli ancak eğitimin nefes alması çok daha önemlidir diye düşünüyorum. Ama bir şeye de karar vermemiz gerekmektedir. Bir taraftan öğretmen ihtiyacı çok fazla iken bir tarafta norm fazlası öğretmen bulunmaktadır. Öğretmen ihtiyacının olduğu yerlerde ücretli öğretmen uygulaması ile ihtiyaç giderilmeye çalışılırken (-ki bu uygulama beraberinde bir çok farklı problemleri getirmektedir. Hatta bu ülkeye zarar vermek isteyen hainler bunu kendi lehlerinde kullanabilmektedir.)  diğer tarafta norm fazlası öğretmenlere çalışacakları yer bulmakta zorluk çekilmesi de çok da adaletli olmasa gerek.

Ciddi tepkilerin olabileceğini de bilerek şöyle bir öneri yapmak istiyorum: Çıkarılacak yönetmelikte: Sadece ilk defa atanacak öğretmenlerin, yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren rotasyona tabi tutulacağına dair bir madde eklenmelidir. Bu durumda mevcut öğretmenler de rahat bir nefes alacaklardır. İlk defa göreve başlayan öğretmenlerimiz de yönetmelikte belirtilen bu durumu bilerek ve kabullenerek görevlerine başlayacaklardır.

Tekrar etmekte fayda var: Bakanlığın çıkardığı mevzuat hükümlerinin uygulanmasında yine bakanlığımızın ısrarcı olması büyük önem arz etmektedir.

Suya sabuna dokunmak elbette ki işin kolaycılığı ve riske girmemek anlamına gelir. Var olan sistemi devam ettirme isteğiniz varsa zaten suya sabuna dokunmuyorsunuz demektir. Ama bu ülkeyi seviyorsak suya sabuna dokunmak ve yanlış giden durumlara müdahale etmek gerekir. Unutmayalım ki; suya sabuna dokunduğunuz zaman değişimi yakalar ve ülkemize katkı sağlamış oluruz.

Burada tartışılması gereken rotasyonun nasıl yapılacağına dair yöntem olmalıdır.