Cennette Buluşalım mı

Müslüman bir coğrafyada doğmuş olmamızın birçok avantajlı tarafı var. Çok şeye ihtiyaç duymadan sahip oluşumuz, cahiliye dönemi müşrikleri gibi atalarının yaşantısını din olarak algılayıp dinimiz İslam’ın esaslarından habersiz, kayıtsız olarak tercih yapmadan ana babadan gördüğümüz gibi kabullenme ise maalesef nazarımızda değerlerimizin gerektiği şekilde kıymete sahip olmasını engellemiştir.
Ebu Cehil, Ebu Leheb gibi İslam ve Peygamber düşmanları “La ilahe illallah” dememek uğruna büyük mücadele vermişlerdir. Onlar hangi kelimeyi söylemek istemediklerini gayet iyi biliyorlardı. Biz ise ne söylediğimizden habersiz durumdayız. Söylediğimiz kelimelerin bize ne gibi sorumluluk yüklediğinin farkında değiliz. Neyi reddedip neyi kabullendiğimizi, kabullendiğimizin yükümlülüklerinin ne olduğunu idrak etmekten uzak duruyoruz.
Lise yıllarımda gökyüzünü, ay ve yıldızları seyredip bir işaret beklediğim olmuştu. O zaman için aradığım tüm işaretlerin yüz yıllar öncesinden gönderilmiş olduğunu Kuranı Kerim okumaya başladığımda öğrendim.
Çok sevdiğim ve değer verdiğim arkadaşlarımdan bazılarının namaza uzak duruşlarına üzülmekteyim. İçinde her türlü ibadeti barındıran namazın dinimizin direği olduğu, iman ile küfür arasındaki ayıraç olduğu, ilk hesabın sorulacağı amel olduğu, dindeki yerinin başın vücuttaki yeri gibi olduğu… ve daha bir çok hadis ile ifade edilen namazın, insanı her türlü kötülükten alı koyacağını (Ankebut Suresi 45. Ayette) Allahu Teala ifade etmiştir. Kuranı Kerim’de çok yerde namaz kılmanın emredildiğini de ifade etmeden geçmeyeyim.
“Hani rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Biz seni övgü ile tesbih ederken ve senin kutsallığını dile getirip dururken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?” dediler. Allah “Şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim” buyurdu.” (Bakara Suresi 30. Ayet) Adem (a.s.)’ı yaratıp meleklere Adem (as)’a secde etmelerini emretti. Meleklerin tamamı secde ederken iblis kendisinin ateşten, Adem’in ise topraktan yaratıldığını, kendisinin daha üstün olduğunu söyleyip kibirle secde etmedi ve Rabbine asi oldu…
Bu gerçek ışığında bir daha düşünelim.
Meleklerin secde ettiği, Allahu Teala’ya halife olan yüce bir varlık olmak varken emrini dinlememe hakkını kendimizde görmemizin zor sonuçlar doğuracağını…
Kuranı Kerim’de kıyamet, cehennem ve cennet sahneleri oldukça fazla yer tutmaktadır. Öyle ki bütün açıklığı ile gözler önüne serilen sahneler ürperti verecek yahut iştah kabartacak türdendir. Altlarından ırmaklar akan… içinde ebedi kalacakları köşkler… gözlerin daha önceden görmediği nice güzellikler…
O musalla taşına yatay olarak uzatıldığımızda kendi adımıza yapacağımız işler son bulacaktır. Peşinden koştuğumuz için ibadete (namaza) vakit bulamadığımız işler bizim için bitmiş olacaktır. Onları, belki daha iyi yapan da bulunacaktır.
En büyük zikir olan namazdan uzak durmayı sevdiklerime yakıştıramıyorum. Cennette buluşmamıza engel olacak eylemlerden uzak durmamız gerekir. Birbirimize hayrı, hakkı, sabrı tavsiye ederek iyiliğe, doğruluğa çağırıp her türlü kötülükten uzaklaşıp uzaklaştırarak ve birbirimize dua ederek birlikte kurtuluşa erebiliriz.
Uğrunda bedel ödenen şeylerin çok kıymetli olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Şehit kanları ile suladığımız vatanımız ve aynı kanın renginden bayrağımız gibi…
Allah’ın rızası ve Cennet uğrunda göstermemiz gereken çabalarımızdır ibadetlerimiz. Çoğunu yap(a)madığımız şeyin azını terk etmeden azimle, sebat ederek daha iyisini yapma mücadelesi hayat gayemiz olmalı.
İbadete (bilhassa namaza) kayıtsız olan sevgili dostlarım, Peygamber Efendimiz tarafından dünyamızdan sevdirilen üç şeyden biri olarak ve “gözümün nuru” diye ifade edilen namaza hassasiyet göstermek için ne olmasını bekliyoruz? Şimdi değilse ne zaman?
insaallah cennette rabbim buluşmayı nasip eylesin
Bize namaz kılmayı nasip eden Rabbimize hamd olsun..
Allah, seni cennet ve cemaliyle müşerref kılsın. Beni ve bizleri de sana komşu eylesin .
Eline, yüreğine sağlık Avni hocam.
Gardaşım ömrüne bereket. Mesaj çok açık ve manidar olmuş. Ok hedefini bulmuştur.
Bu konu çok hassas bir konu gündeme alınmış gerçekten . Her ne kadar zaman değişti eskisi kadar bu duygulardan uzaklaştık desekte gerçekten kodlarımız da bizim millet olarak yardım ve Yardımlaşma var elbet birileri bu işe soyunuyor. Aklımıza ilk gelen gerçekten ihtiyacı olup olmadığı oluyor iyi incelenerek ihtiyaç sahibi olana Elbette yardım etmek dinimizin de bir gereğidir.