Emanet Bilinci

Emanet kelimesi hemen aklımıza, “verilen bir mal, eşya, vs. şeyin muhafaza edilmesi, korunması” gelir. Üzerine ciltler dolusu kitap yazılan “emanet” kelimesinin anlamı bu kadarcık değildir elbet.
Emanetten bahseden birinin önce “Emin” kelimesine de bir bakması gerekir. Emin sözlükte “kendisine güvenilen, hıyanet etmeyen, sözünde duran, vefalı; başkalarından korkmayan kimse” anlamına gelir. Kaynaklarda belirtildiğine göre Hz. Muhammed, Cenabı Hakk’ın himayesi sebebiyle cahiliye devrinin yaygın kötülüklerinden hiçbirine bulaşmadan tertemiz büyüdü. Çevresinde en mert, en iyi huylu, en asil, komşuluk haklarını en iyi gözeten, en uysal, en doğru sözlü ve en güvenilir kimse olarak tanındı. Allah Teâlâ bütün bu iyi sıfatları onda bir arada topladığı için “Muhammedü’l-emîn” lakabı ile meşhur oldu.
Emaneti taşıyor olmak; magandalarca “belinde silah taşımak” anlaşılırken dervişlerce “Allah’ın verdiği canı taşımak” anlamına gelmektedir. Emanetin birkaç değişik boyutunu hatırlatmak istedim. Zira hayatımızın her anında yer alan bu “emanet” kelimesini farklı açılardan da görmemiz icap eder.
Peygamber Efendimiz (SAV): “Sana güvenip bir şey emanet eden kimsenin emanetini ona iade et. Sana hıyanet edene sen hıyanet etme.” buyurmaktadır. Yine Peygamberimiz (SAV): “Güvenilir olmayan kimsenin imanı, ahde vefası olmayan kimsenin de dini yoktur.” demektedir.
Gerek sözlüklerde, gerekse emanet kelimesinin geçtiği ayetlerin yorumu münasebetiyle tefsirlerde bu kavramın terim anlamı konusunda değişik görüşlere yer verilmiştir. “Bir kimseye koruması için bırakılan mal ve eşya” şeklindeki günlük dilde kastedilen dar anlamı yanında insanın sahip olduğu ve kendisine geçici olarak verilmiş bulunan ruhî, bedenî, malî imkânları da kapsamaktadır. “Biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, sorumluluğundan korktular; nihayet onu insan yüklendi.” (Ahzâb Suresi 72. ayet) emanet kelimesinin manasını genişletmiş, yükümlülük, akıl, ruhi ve bedeni kabiliyetler, okuma-yazma… anlamlarını getirmiştir.
“Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.” (Nisâ Suresi 58. ayet). Burada ahlâkla hukukun en geniş kapsamlı ilkelerinden olan emanet ve adalet kavramları bir arada zikredilmiştir. Bu ayet din ve şeriatı bütünüyle kapsayan, temel hükümleri ortaya koyan bir ayet olarak değerlendirilmiştir. Bu ayet, özellikle devlet adamlarının, yetki ve makam sahiplerinin hem emanet hem de adalet ehli olmalarını gerekli kılmıştır. Emanet ehli olmaları, ülke imkânlarını halka haksızlık yapmadan paylaştırmalarıyla, adalet ehli olmaları da bütün kararlarında hukuka riayet etmeleri ile gerçekleşir.
Yapılan vaatlerin, özel meclislerde konuşulan sözlerin, verilen sırların, evlenilen kadınların ve aile mahremiyetinin birer emanet olduğu hadislere konu olmuştur. “Emanet zayi olduğunda kıyameti bekle.” anlamındaki hadiste, hangi türden olursa olsun emanete hıyanetin yaygınlaşması ve güvenin ortadan kalkmasının toplumsal bir felâket olduğu anlatılmak istenmiştir.
Kur’an-ı Kerîm’de emanete riayet müminlerin başlıca meziyetleri arasında zikredilmekte (Mü’minûn Suresi 8., Meâric Suresi 32. ayet) iken Hz. Peygamber emanete hıyanet etmeyi münafıklık alâmetleri arasında saymıştır.
“Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allah’tan korkunuz! Zira siz onları Allah’ın bir emaneti olarak aldınız.” Allah’ın emaneti olarak alınan eşin gözüne gülücük kondurma, dünya ve ahiret mutluluğunu sağlayıcı şekilde davranma emin bir kişinin yapacağı davranıştır.
Yol arkadaşı, yoldaşına emanettir. Dava arkadaşlığı emanettir. Hicret yolunda ikinin ikincisi olan Hazreti Ebu Bekir ve Peygamberimiz (SAV)’e verilen emanetleri teslim etmek için Mekke’de kalıp ölümü göze alarak Peygamberimizin yatağına yatan Hazreti Ali, ne güzel emanetçilerdir.
Kullandığımız veya kullanmadığımız mal, servet emanettir. Evlat anne babaya emanet, öğrenci öğretmenine emanettir. Seçmen için verdiği, siyasetçi için aldığı oy bir emanettir. Zaman emanettir, ömür emanettir, makam emanettir. Zenginin malında yoksulun hakkı olan zekât emanettir. Kalem ve onu konuşturan el emanettir, kelam ve onu konuşturan dil emanettir…
Er veya geç, burada ya da ötede mutlaka tecelli edecek olan adalet terazisinde, emanetlere hakkıyla riayet edenlerden olmak dileğiyle…
Emaneti hayırlıca teslim etmek nasip olur inşallah..
Eğer utanmıyorsan, emanete hıyanetlik yapabilirsin, emaneti koruma bilinci iman ve ahlak mıdır?
Elbette
Emanet ahlaktır, imandır….
Emanetin kapsamlı bir kavram olduğunu ifade etmeye çalıştım.