“Utanmadıktan sonra dilediğini yap!”

Yazımızı sesli olarak da dinleyebilirsiniz
Hayâ kelimesi halk arasında “utanma duygusu” olarak kullanılır. Ancak hayâ kelimesi utanma duygusuna göre daha derin bir anlam içermektedir. Bu nedenledir ki bu kelimenin unutulmamasından yanayım. Aksi takdirde kullandığımız kelimeler anlatmak istediğimizi tam olarak ifade etmekten yoksun kalabilmektedir. Hayâ, kötü ve çirkin olandan uzak durma, hak sahibinin hakkına riayetsizlikten men etmeye sevk eden ahlâka denir.
“Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” atasözü olarak bilinse de Peygamber Efendimize ait bir sözdür. Bu söz, utanma duygusunun insanı fenalıklara girmekten alıkoyduğunu açık bir şekilde ifade etmektedir. Şu halde Allah’tan ve insanlardan utanan bir kimsenin, nefsinin istediği her hareketi yapması mümkün değildir. Utanma duygusuna sahip olmayan bir kimsenin ise önünde hiçbir engel yoktur; dolayısıyla öyle bir kimse her türlü çirkinliği kolayca yapabilir.
Utanmak aynı zamanda bir haddir. Sınır koymaktır, kendini bilmektir. Utanmak aynı zamanda furkan olabilmektir. Yani doğruyu yanlıştan ayırt edebilmektir. Utanmanın sınırı nedir? Sorusu zamana göre değişse de inananlar açısından bunun cevabı bellidir.
İnananlar istediğini yap(a)maz. Kutsal kitabımızı bu konuda bizlere sınır koymaktadır. Yoksa özgürlükler adı altında başkalarının hakkını gasp etmekten tutun da adam öldürmeye kadar sınır tanımaz olacaktır insan. İşte o zaman insanoğlu; “… İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.”[1] Ayetinde karşılığını bulan Belhum adal konumuna düşmektedir.
Diğer taraftan kendisine verilen ilimle meşgul olan ve insanlık adına çalışan, iyiliği emredip kötülüğü men eden insanoğlu da “ekmel-i mahlukat, eşref-i mahlukat olarak tanımlanır.[2] Bu insana ilim ve hikmet verilmiştir. Akıl verilmiştir. Dilediğini yapamaz. Tîn sûresi’nin 4. Âyetinde bu insanlara; “Andolsun ki biz insanı en güzel biçimde “ahsen-i takvim” yarattık” denilmektedir.
Burada tercih insanoğluna kalıyor. Utanmadıktan sonra dilediğini yaparsa hayvandan aşağı olabilmektedir. Habil ile Kabil kardeşleri de bu anlamda en güzel örneklerden birisidir. Duruşunuz, davranışınız, Habil mi yoksa Kabil mi olacağınızı gösterecektir. Buradan İnsan Eşrefi Mahlukat ile Belhûm Adal arasında gidip gelen ya da ikisi arasında bir yerde duran bir canlıdır sonucunu çıkarmak mümkündür.
“Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözü, aynı zamanda bir tehdittir. Hayâ duygusundan yoksun olan birinin her şeyi yapabileceğini ifade etmektedir. Bu söz, “İstediğin fenalığı yap ancak bir gün bunların hesabını tek vereceksin” anlamına da gelmektedir. Bir diğer mânası da, “Yapacağın işe iyi bak! Şayet bu iş Allah’tan ve insanlardan utanılacak bir şey değilse, onu gönül hoşluğu ile yap! Eğer yaptığın takdirde Allah’tan ve insanlardan utanacaksan, onu kesinlikle yapma!” demektir. Yapılacak bir iş, neticede insanın utanmasına yol açacaksa ondan uzak durmak gerekir.
Bu kadar sözden sonra utanmıyorsan yetimin hakkını yiyebilirsin
Utanmıyorsan, yalan konuşabilir insanları kandırabilirsin,
Utanmıyorsan, verdiğin sözde durmayabilirsin
Utanmıyorsan hırsızlık yapabilirsin
Utanmıyorsan emanete sahip çıkmayabilirsin,
Utanmıyorsan senin bir kişiye bir kavme kızgınlığından dolayı adaletten ayrılabilirsin
Utanmıyorsan yalan şahitlik yapabilirsin
Utanmıyorsan iyilikten yana değil kötülükten yana olabilirsin
Utanmıyorsan yakın akrabanla irtibatını kesebilirsin,
Utanmıyorsan, utanmıyorsan, utanmıyorsan…
Unutma ki ahlak ve edeb sahibi hata yaptığında ve günah işlediğinde haya eder. Unutma ki haya etmek de imandan bir parçadır.
Amaaa! Sen, peygambere inanıyorsan bil ki “Sen”; Büyük bir ahlak üzeredir.[3]
Sevgide kalın, sevgiyle kalın…
[1] A’raf Suresi 179. ayet
[2] Tin Suresi 4. ayet
[3] Kalem Suresi, 4.ayet
Utanma unutulunca, utanılacak davranışlarınız için Allah’a şükrediyoruz.
el-haya, vel-iman Efendimiz de (sav); “Hayâ imandandır” buyurmuştur. İnsan, utanma duygusunu doğuştan getirir ama imanla korur ve geliştirir. Bütün güzellikler gibi, utanmanın, iffetin, hayânın da kaynağı imandır ve bu sebeple de kadın erkek herkesin asıl değeri, doğru bir biçimde Allah’a ve ahirete inanmaktadır.
الحياء من الايمان el hayaü minel iman şeklinde olmalı. “El haya vel iman” anlamı “haya ve iman” demektir
Hakkın , Peygamberimizin istediği şekilde imanın olması için edep ve hayamızın tam olması gerekli Peygamberimizin mübarek sözleri (Ben Ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim)buyuruyor…Mümin ve müslümanlar olarak temeli bu şekilde kurarsak bugün israil zulümlerini bu şekilde yapamaz….Bizleri hayâ üzere olanlardan eylesin…
Zalimin karşısında haya etmek, zalimin kendisinin haklı olduğunu düşünmesine yol açar. O yüzden zalime haya etmemek gerekir diye düşünüyorum.
Değerli başkanım yine güzel ve önemli bir konuyu gündeme taşımışsın yüreğine emeğine sağlık utanmak insanın süsüdür insan olan da biraz utanma duygusu olmalıdır
Altının altın olduğunu mihenk taşında test ederek bilebiliriz.
Ahlakin ahlak olduğunu yaptığımız davranışları Kur’an ve sünnet terazisine koyarak anliyabiliriz.
Cevher dediğimiz öz kaynağını ışığını ilhamını
Kutsallardan alıyorsa mutlaka ahlakidir. İlahi olmayan dinler ile ilahi dinlerin ortak yönleri vardır. İyilik ahlak ahiret inancı Tanrı (Allah) inancı vs. Bütün ilahi olmayan dinlerin bile ilahi dinlerin bozularak günümüze ulaşan izdüşümü olduğunu unutmamalıyız. Konfüçyanistlerin sabah güneş doğmadan önce doğuya doğru dönerek alnı yere koyması ve dua etmesi (islamiyetteki secde) sonra ayağa kalkıp dua ile ibadetini bitirmesi bu dinin tarihi derinliklerinde ilahi bir dinden bozularak günümüze ulastigininn küçük bir örneğidir.
Ahlak velhasıl önemli bu önemi açıklayan bir yazı kaleme aldığınız için teşekkür ederim sayın başkan.
Allah razı olsun. Kaleminize sağlık.
Yediğimizi, içtiğimiz, giydiğimizi aracınızı vs insanların gözlerine sokarcasına sosyal medyada paylaşmak sanırım bir şeyleri aşındırdığımızın göstergesi…
Allah razı olsun işin özünü ifade etmişsiniz değerli hocam Maşallah, utanma duygusu imandandır diyor kainatın efendisi
Güzel bir yazı olmuş başkanım. Allah bizleri “ar damarı çatlamış” insanlardan uzak eylesin.
“Ve inneke le ala hulukin azim” ayette “inneke” ifadesi “muhakkak ki sen” demektir. Elinize sağlık selam ve dua ile.
Selamlar abi…Makale Çok anlamlı…Çocuklarımıza bırakacağımız en anlamli mirasımız Edep ve Terbiye olacaktır.
Utanmadıktan sonra… Bence de dilediğini yapsın millet… Teşekkürler hocam
Utanmamak,ne kadar utanç verici bir durum.Kaleminize yüreğinize sağlık kıymetli hocam.
Kıymetli başkanım hemşerim yine çok güzel bir o kadar da insanın olması gereken yaşamı boyunca Allah cc ün “Emri bil maruf ve nehy anıl münker” emir ve yasaklarını konu almışsın teşekkürler sağolasın varolasın kısacası El hayâ minel iman yani bir insanda Allah’a iman varsa Allah’ın emrettiği hayâ ve diğer donanımlar da vardır ve nehyettiği kötülüklerden uzak durur. Sağolasın Başkanım teşekkürler tüm insanların güzel vasıflara donatmasını cenabı Allah Teala dan niyaz ediyorum.
Kendi kavramlarımıza sahip çıkmaksak başkalarının kavramları ile düşünürüz, teşekkürler ederim.