Büyük fotoğrafı görmek ya da görememek

Siz hiç büyük fotoğrafı gördünüz mü? Haydi, biraz daha basit anlatımla soralım. Yaşananları bir bütün olarak değerlendirip asıl amacı anlamaya çalıştınız mı?

Günlük hayatta çok rastladığımız bir cümledir: Büyük fotoğrafı görmek. Çok da kafa yormayız aslında büyük fotoğraf nedir? Büyük fotoğrafta neler vardır? Bu fotoğrafa bakınca neler görmemiz gerekir? Ya da tersinden zihnimizi çalıştıralım. Küçük fotoğraf nedir? Biz hep küçük fotoğrafın içerisinde miyiz? İçindeyiz ama farkında mı değiliz?

Büyük fotoğrafı görmek deyimini kim kullanıyorsa onun penceresinden bakmamıza zorlandığımızı da unutmamamız gerekiyor. Dolayısıyla sözü söyleyenin gözünden hayatı okumak zorunda kalabilirsiniz. Onun için büyük olan fotoğraf belki de sizin hayatınızda hiç kıymeti olmayan bir fotoğraf olabilir.

Ancak bir siyasinin dilinden sarf ediliyorsa bir şekilde sizi de ilgilendiriyor demektir. Çünkü büyük fotoğraf denildiğinde ülke ve ülke geleceğine dair kararlar vardır. Bu da sizi ilgilendiriyor demektir.

Ormanın içerisinde yaşayan bir kişi sadece ağaçları görüyor olabilir ama büyük fotoğraf dediğimizde orman aklımıza gelmelidir. Ağaçlara bakarken ormanı gözden kaçırmamanın ihtarıdır. “Büyük fotoğraf” deyince, bir durup ciddiyetimizi takınarak, o ana kadar konuştuğunuz şeylerin füruattan olduğunu ikrar etmeliyiz. Çoğu zaman küçük fotoğraflar önemsiz görünürken büyük fotoğraf denildiğinde ciddiyet artmaktadır. Çünkü o büyüktür. Bilmezleri aydınlatır, gafilleri uyandırır.(!) Büyük fotoğraf ise önemi ve etkileme alanı da büyük anlamına gelmektedir.

Zaten büyük fotoğraf da tıpkı bir yapboz gibi küçük fotoğraflardan oluşan bir bütündür. Büyük fotoğrafı görebilmenin en önemli paradigması kişinin kendi eyleminin öznesi olabilmesidir.

Ancaaak! Büyük fotoğrafı görmek adına küçük fotoğrafı göremiyoruz. O fotoğrafı görmek adına tavizler veriyoruz. Daha zengin olmak adına ailemizi ihmal etmemiz, koltuğa sahip olmak adına dostlarımızı terk etmemiz, ihaleleri kazanmak adına hilelere başvurmamız da birer örnek değil midir? Dedik ya büyük fotoğraf kişiden kişiye değişebilir. Bütün tartışmalarda bahsedilen “o meşhur fotoğrafa” ulaşmak adına ortalığa bir yığın felâket, kötülük, yalan, fesat, yozlaşmanın kapladığını fark edemez duruma geldik.

Kendimizce büyük fotoğraf olarak gördüğümüz; En iyi ev, en iyi otomobil benim olsun anlayışından dolayı mutluluğu kaçırmak, inançlarından ve düşüncelerinden taviz vermek de nedir?

Büyük fotoğrafı görmek adına kaçırdığımız fırsatların farkına varmak da zor oluyor. Büyük fotğoğrafı görmek adına enerjimizi gereksiz yere düşürmekle kalmaz aynı zamanda henüz hayatımızda olmayan isteklerimize ulaşmayı da zorlaştırırız.

En büyük fotoğrafın, sizin ve ailenizin mutluluğu olduğunu sakın unutmayın. Çevrenizin mutlu olmasının da sizin mutluluğunuza katkı sunduğunun farkına vararak herkesin mutlu olması için uğraşmak da insani bir görev olarak karşımıza çıkmaktadır.

Hayat sanıldığı gibi uzun değil. Daha mutlu olmak büyük fotoğrafa odaklanmak yerine küçük şeylerin de mutlu edebileceğine odaklanın. Büyük fotoğraf dediğimde aynı zamanda gülmekten, keyif almaktan, öğrenmekten, anlamlı şeyler yapmaktan ve yardım etmekten de bahsediyorum; bunları yapabildiğimiz ölçüde mutluyuz.

Nasıl pilotlar uçmadan önce uçuş simülasyonlarıyla kendilerine göre büyük fotoğraf olan uçmak için hazırlık yapıyorsa insanoğlu da kendi uğraş alanları ile ilgili bir tür simülasyonlar yapmalıdır. Yoksa büyük fotoğrafa ulaşmak hayal hatta facia ile sonuçlanabilir. Büyük fotoğraflara ulaşmak için egzersizler yapmak da bu anlamda önemlidir.

Bir büyüğümüzün; “Büyük fotoğrafı görmek lazım” sözünden hareket ederek yazdığım bu yazıyı; “Büyük fotoğrafa ulaşmak için küçük fotoğraflardan mutlu olmayı kaçırmamak gerekir” sözüyle cevaplamak isterim.

Tümelin içindeki tikel veya tikelin içinde yer aldığı tümeldir. Kendini unutan ve yaşadığı âleme odaklanan insan için hükema, küçük âlem der, kozmos ise büyük insan. Galip Dede; zübde-i âlem der insan için, hoşça bakılmasını salık verir. Çünkü insan büyük fotoğrafın kendisidir. Onu gördün mü alemin özünü de görürsün. Hakikat sırrına ermenin etkin yolu. Kuranı bakış metodu. Aktüel dilde ” büyük fotograf”. hakikatin sırrına ermek sonsuzlukta dünyanın nokta kadar olması. Aslında hiçlik. Önemli olan özü görebilmektir.

Yoksa siz halen büyük fotoğrafı göreceğim derken Allah’ın : “Bilin ki dünya hayatı, bir oyun, bir eğlence, bir gösteriş, aranızda bir övünme, mal ve evlâtta bir çokluk yarışından ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibi ki bitirdikleri çiftçileri imrendirir, sonra kurumaya yüz tutar, bir de bakarsın ki sararmıştır, ardından da çerçöp haline gelmiştir. Âhirette ise ya çetin bir azap yahut Allah’ın bağışlaması ve hoşnutluğu vardır. Dünya hayatı sadece aldatıcı bir yararlanmadan başka bir şey değildir”[1] uyarısını gözden kaçırırsınız.

Sevgiyle kalın, sevgide kalın…

[1] Hadîd Suresi – 20 . Ayet