Bağlarımız Bağlantılarımız

Görev, sorumluluk ve rollerimize göre birçok bağımız, bağlantılarımız vardır. Neye, niye, ne kadar bağlı olduğumuz bizim kimliğimizi belirler ve kim olduğumuza dair veri sunar.
Ceplerimize sığan ve dünyayı içine sığdıran telefonlar, işlev olarak sosyal medya, bilumum internet işlemleri, televizyon, haberleşme, yazışma, mesajlaşma, ha bir de konuşma ve daha birçok şeyi kapsadığı malumdur. Telefon ile bağımız, bağlılığımız ne durumda? Hangi sıklıkla elimize alıyoruz, en çok nelere bakıyoruz? Gittikçe hayatımızın olmazsa olmazı konumuna yükselen telefon bağımlılığının yaşa göre kullanımı da düşebileceği en alt seviyededir. Zira anne karnından bir tablet veya telefon ile doğan çocuklarımız, telefonsuz yemek yemez, susmaz ve durmaz durumdadırlar.
Telafisi olmayan hataları yapıp ardından “keşke”li cümleleri çokça kurmanın kime ne faydası var? Kendi yaşantılarımızdan dersler almak geç olabilir. Her şeyi kendimiz yaşayamayacağımıza göre başka hayatlardan da dersler alıp daha doğru davranışlar sergileyebiliriz.
Hiç kimse kendi görev ve sorumluluklarını bir başkasına devrederek sorumluluktan kurtulacağını sanmamalıdır. İyi bir anne baba olmak dünyaya getirdikleri çocuğa maddi olarak her şeyi sağlamak anlamına gelmiyor. Ahlak, terbiye, eğitim burada önemli bir yer tutuyor. Evde verilmeyen eğitim ve terbiye başka hiçbir yerde verilememektedir. Kreş, okul, kurs, bakıcı… hepsi aileden çok sonra gelir ve ailenin verdiğinin üzerine bina etmeye çalışır vereceklerini.
Evlatlarımıza bağlıyız, ailemize, akrabalarımıza, görev gereği üstlerimize ve astlarımıza bağlıyız. Komşularımıza bağlıyız, görevimize bağlıyız, inancımıza bağlıyız. Her bağlılık yeni ve farklı görev ve sorumluluk yükler insana. Peki, ama ne kadar bağlıyız değerlerimize? Ya da bağlı olduğumuz şeyler, nazarımızda ne kadar değerli?
Her bağlantı, hayatımıza kendince bir düzen sunar. Bu yüzden bağlantılarımıza ve bağlılıklarımıza daha bir dikkat etmeliyiz. Günde beş defa namaz çağrısında bulunan ezan bir bağlılığı hatırlatıyor. İnancımıza olan bağlılığımız dünya ve ahiret mutluluğumuzu belirler. Tevbe Suresi 24. Ayeti dünyalık olarak nelerin hoşumuza gideceğini ve bunlara olan bağlılığın ölçüsünü sunuyor:
“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım-akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa uğramasından endişe ettiğiniz ticaretiniz ve hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah buyruğunu gerçekleştirinceye kadar bekleyin. Allah günaha saplanmış kimseleri hidayete erdirmez.”
Bütün bağlantılarımızı, inancımız temeli üzerine kurduğumuzda değerli olmaktadır. Hayat bu şekilde düzgün bir yol olur ve anlam kazanır. Değerler herkes için aynı anlamı ifade eder.
Mesafe uzak olsa da, gönülden gönüle bağ kuran, bağlılıklarını ilahi ölçülerce yapanlardan olmak dileklerimle.
Avni Hocam tebrikler. Yaşantımız, sosyal hayatımızı ve başkaları ile olan ilişkilerimizi inancımız temelinde düzenleyebilirsek daha bir anlam kazanıyor.
Başkanım yazılarınız için çok teşekkür ederim. Sizi Allah için seviyoruz.