İki Maymun, Bir elma

İki maymun bir elma bulmuş. Mal ortak. Ama paylaşamıyorlar. Oradan geçen tilkiye;
“–Biz şu elmayı bölüşemedik, ikimize bir pay eder misin?” demişler.
Açıkgöz tilki;
“–Hay hay,” demiş. Elmayı ikiye bölmüş;
“–Buyurun!” demiş. Maymunun biri itiraz etmiş;
“–Onunki daha fazla oldu!”
Tilki;
“–Çaresi var!” demiş. Fazla denilen yarıdan, bir ince dilim kesip, «boşa vereceğine» ağzına atmış. Bu kez diğer maymun sıçramış:
“–Olmaaaz! Bu sefer benim payım, onunkinden az oldu!”
Tilki aynı “eşitliği sağlama” metodunu birkaç kez daha uygulamış, fakat itirazlar devam etmiş. Sonunda ortada kabuklarına yapışık bir tutamdan başka taksim edecek elma da kalmayınca, karnını doyuran tilki;
“–Taksimimi beğenmiyorsanız, ne hâliniz varsa görün canım!” deyip sıvışmış. İki maymun bölüşemedikleri için tilkiye yedirdikleri elmanın artığına bakıp kafalarını kaşımışlar.
Hikâye burada bitiyor ancak eminim ki birçoğumuza tanıdık gelmiştir. Genelde dünyanın halini özelde Müslümanların halini daha özelde de bizim halimizi güzel şekilde anlatan bir hikâye.
Düne kadar Osmanlı’nın kanadının altındaki Müslüman milletlerin yaşadıkları, ondan önce Endülüs… Neyi bölüşemediler, niye bölüşemediler!… Ve daha can alıcı soru; Bölüşemedikleri şeyden ellerinde ne kaldı?
Tekrar günümüze ve ülkemize dönersek, ülkenin mağdur azınlığıymış, mazlum alacaklısıymış gibi davranan bazı gruplar, ekonomik zorlukları bahane ederek gerekirse ülkeyi terk ederim diyebilen bir gençlik. Vatan, bayrak gibi kutsal değerlerin değersizleştirilmesi.
Düne kadar Ortadoğu başta olmak üzere istibdatla yönetiliyor, krallar yönetiyor diyerek demokrasi getirsin diye sözde demokrasi dağıtıcılarını çağıran bizler değil miydik? Oysa şimdi birbirimizi kırmaktan, öldürmekten hiç çekinmeyen topluluklar olmadık mı?
Kardeşlerimizle barıştırmaları için çağrı yapan bizler düşmandan dost olamayacağını maalesef halen kavrayamadık. Günümüzde de petrol kokusu peşindeki şahin görünümlü sırtlanların bizi barıştıracağına inandık.
Ekonomik bahanelerle, hep daha iyisini istemek adına, giderse gitsin kim gelirse gelsin anlayışı, demokrasiyi getirecekse biz getiririz sözlerine kanarak rahatlığa ulaşabileceğimize inanmaya da devam ediyoruz. Oysa bizi bizden başka düşünen olmayacaktır ve çözümü kendi içimizde bulmak zorundayız.
Âl-i İmrân Suresi 103. Ayetindeki “ Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz.” Uyarısını unutalı çok oldu. Peygamber’in ümmeti olma şuurunun birleştiriciliğini bir türlü kavrayamadık.
“Ben İnsanım” feryatlarını ırkçı anlayışımızla perdelemeye çalışırken müftünün tavuğunun çalınması haberini müftü tavuk çaldı hikâyesinde olduğu gibi “ördekleri çalıp çantalarına koydular “diyen zihniyet de aynıdır.
Fakat Kur’an-ı Kerim de beyan ediyor ki; «azıcık menfaat» için, din de satılıyor, ahiret de. Aynı anneden doğan evlâtlar nasıl birbirine hasım kesilebiliyorsa, aynı kıbleye yönelen kullar da birbirlerine ters düşebiliyorlar.
Tilki aynı ama halen eşitliği bekleyen bir sonraki perdede ortada kabuklarına yapışık bir elma kalmayacağını görecek feraset sahibi insanlara dünden daha çok ihtiyacımız var. Bunun için en büyük yatırımın insana olan yatırım olduğu şuurunda olan yöneticiler önem kazanıyor. Kirlenmiş hayatta temiz insanların daha çok değer kazandığı bir dönemde olduğumuzu unutmadan
Asıl meselenin menfaat çatışması olduğunun farkında olarak;
Daha çok fedakârlık yapmak zorundayız. Unutmayalım ki tilkiler her zaman olmuştur ve olmaya devam edecektir. Elimizdeki tüm elmaları bizlere eşit olarak dağıtacağını vaat eden tilkiler her zaman var olmaya devam edecektir.En kötüsü de tarihten ders almadığımız sürece bu tilkilere ve tilki zihniyetine mahkûm olduğumuz sürece elmalarımızı kaybetmeye de mahkûm olacağız.
Sevgiyle kalın, sevgide kalın…
NOT: Sınavlar ile ilgili çözüm önerileri yazımızın ikinci bölümünü 02 Ağustos 2022 Pazartesi günü sizlerle paylaşacağım.
Hayat bu yüzden var.İmtihan bunun için.İyi ve kötü….hep oldu hep olacak.Allah’ın ipine sarılana ne mutlu…
Bize düşen hakkı ve sabrı tavsiye etmek, adaletten ayrılmadan samimi bir şekilde dua etmek.Tabiki fiili olarak yapmamız gerekenleri ihmal etmeden ..
Selam inananların üzerine olsun
Müslüman kardeşlerimizin Kur’an’a uygun bir hayat tarzını ortaya koyup kullanışlı bir malzeme misali günlük hayata pazarlamadıkları sürece zihinlerdeki kirli fikirlerin arasından çıkıp hayat bulması oldukça zordur.
İki maymun bir elma misalinde olduğu gibi elimuzdeki kıymetlerin alıcısı düşmanlarımız olmaya devam edecektir.
Feraset sahibi insanlara ihtiyaç var diyor Fatih başkan.. Aslında ziyadesiyle bu nitelikte insan var. Ancak tilkiler olduğu sürece bu çocuklar ilerleme ve gerçek yerini bulma hakettiği ilgiyi ve alakayı görme bakımından bilinç kadar tilkilerin sayısını azaltmakta fayda var görüşündeyim.
Mutlaka her defasında vurguladığımız gibi Kur’an’a bağlı ve ilhamını kurandan alan bir müslüman gençlik oluşturulması için manevi olarak sorumluyuz.
Allah yar ve yardımcımız olsun.Allaha emanet olunuz. Nazik yorumundan dolayı Fatih başkan a teşekkür ederim
Ufak tefek menfaatler için birliğin ve dirligin bozulması ne yazik ki felaketi getirecektir.