Üç yıl olmuş

Çocukluğumdan bu tarafa en verimsiz, etkinliklerden ve insanlardan uzak kaldığım böyle üç yılım hiç olmamıştı.
Bu üç yıl benim için turnusol kâğıdı görevi yaptı. Dostlarımı daha iyi tanıma fırsatım oldu. Bu süreç ile zihnime ayrışma fırsatı verdi. Geri plana çekilip olaylara daha geniş açıdan bakma, ağaçları görmek yerine ormanı görme fırsatı verdi bana.
Bu süre zarfında güzel ülkemin her tarafından en az bir arkadaşın beni araması, hal hatır sorması geçmişte güzel şeyler yapıldığının karnesi olarak yansıdı beynime.
“Başkanım insanoğlu eserleri ve sevenleri bir de aldığı duaları ile anılır” diyenden,
“81 şehirde, 900′ küsür ilçede ve on binlerce köyde artık sizin Deniz Yıldızlarınız var. Yeniden hayatla buluşan bu Deniz Yıldızlarının geleceğinde sizin imzanız var” diyene,
Başkanım, sizi tanımak ve ekibinizde bulunmak benim için bir onurdu” diyenden,
Sayın Başkanım emekleriniz takdire şayan. Çocuklarımıza ümit oldunuz” diyene,
Rabbim hayırlı eylesin sizi tanımak çok güzeldi başkanım diyenden,
Yaptığımız işler için şahitlik edenlere kadar bu süreçte bizleri dostlar hiç yalnız bırakmadılar.
Hemen hemen her gün güzel ülkemin bir köşesinden bir dost sesi duyduk. Telefonla arayanlar sadece sesinizi duymak için aradık demeleri mutluluğumu katbekat katladı.
Devletimizi ve bu ülkeyi seviyoruz. Hizmetimin sekiz yılı ülkemizin doğusu da ve güneydoğusunda geçti. Gitmediği il nerede ise kalmadı.
Dava adamıyız. Duruşumuz ve tarafımız hep aynı kaldı. Dava adamının işi bu yüzden zordur. Bir anlık duruşumuz ileriyi görmekten gelir. Bir nefeslik dinlenmektir bizim için.
Tüm bunlardan sonra Rabbime dönüp şükrettim.
İyi ki güzel dostlarım, iyi ki vefalı dostlarım var. İyi ki hiçbir karşılık beklemeden bizleri seven arkadaşlarımız var.
Sonra yine dedim ki: Yazarı kendimiz olduğumuz kitabımızın yarın bize okutulmayacağını mı zannediyoruz?
Zaman umutsuzluğa kapılmadan, ülke adına bir şeyler yapma gayretini tüketmeden yola devam dedim.
Ve sonra Elhamdülillah… dedim ve sustum.