İyiliği öldürdük

Zamana suçu atmak son zamanlarda moda oldu. Ne yapalım zaman bunu gerektiriyor diyerek de kendimize bir çıkış kapısı da bulduk.
Oysa zamandan öte davranışlarımız, yaşadıklarımızın sonucu değil midir? Eskiden insanlar daha saygılı idi ifadesi zamana suçu atmak değil midir? Zaman mı eskidi yoksa bizim değerlerimiz, iyilik anlayışımız mı değişti?
Vefasızlığımızı semtte bırakırken de günahlarımızı “Vefa” semtine yüklemeyi de ihmal etmedik.
Yıllar önce bir grup arkadaşla kendi aramızda bir kumbara sistemi oluşturmuştuk. Her ay belirlenen miktarda kumbaraya para atıp bu kumbaradan hiç para çekmeyecektik. Biriktirdiğimiz para yekûn oluşturduğun da bir emlak alalım ya da ticaret yapalım düşüncesi vardı. Bir süre sonra kumbarada biriken para ciddi bir meblağ oluşturduğu için bu parayı tutmanın risk olabileceği düşüncesiyle (bankalara da inancımız gereği sıcak bakmamıştık) o zamanlar denetimden uzak olan bir gıda şirketinden kar/zarar ortaklığı karşılığında hisse aldık. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra bu şirketin iflas ettiği bildirildi.
O zamana kadar birikmiş olan paramızı da kaybetmiştik. Tüm arkadaşlar üzülmüşlerdi. Ancak bizi üzen en büyük kısmı ise İslami denilen finans kurumlarının inananlar arasında girişimciliği öldürmüş olmasıydı. Artık bu tür faaliyetler için bir araya gelmeyecektik.
İyiliği öldürmüştük.
Geçen gün sosyal medyasında bir arkadaşım anlatıyor:
Çok Üzgünüm..!
Bugün fırına girdiğimde bir kadın elindeki ekmekleri uzatmış fırıncıya;
–Oğlum bu fırından ekmek almış. Ben de başka bir fırından ekmek almıştım. Bunlar fazla bunu geri alır mısın? diye söylüyordu.
Fırıncı da ekmeğin parasını verdi ve kadın fırından çıktı. Dışarıya çıktığımda o kadının biraz önce bana “Allah rızası için bir ekmek parası verir misin?” diyen kişi, benim de başka bir fırından bir ekmek alıp verdiğim kadın olduğunu hatırladım.
Yazık resmen Allah’ın adını verip duygularımızla oynuyorlar. Böyle yaparak bundan sonra yapacağımız iyiliği de öldürüyorlar.
İyiliği öldürmüştük.
Verdiğimiz sözü yerine getirmeyerek, emanetlerimize sahip çıkmayarak hep iyiliği öldürmedik mi? Bunun sonucunda da artık birbirimize güvenmiyoruz.
Zor durumda kaldığımız için bizlere borç verenlere borçlarımızı ödemediğimizden bu tarafa, en güvenilir yerlerin (maalesef) bankalar olduğu günden bu tarafa aslında bizler;
İyiliği öldürmüştük.
Bir ailede, toplumda iyilik azsa, birbirine yardım azsa ve fertler arasında sevgi, şefkat azsa kötülük kendiliğinden yayılacaktır. Bilim insanlarına göre kötülüğün yayılma hızı, iyiliğe göre 5 misli daha fazla. İyi davranış ve kötü davranış dengesi var. İyiliği yapmadığımız zaman, kötülük kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Bunun için iyiliği öldürmek yerine, iyilik yapmayı öğrenmek ve öğretmek gerekiyor.
“İyilik eden iyilik görür” sözünden, “İyilikten maraz doğar, iyilik yapandan kork” sözlerinin daha baskın olmasından hepimiz sorumluyuz.
Şeyh Sadi bir eserinde şöyle der: “Kapına bir garip gelince o eli boş gönderme. Allah göstermesin belki bir gün sen de garip olur, kapıları dolaşırsın. Gönlü yaralı olanların hatırlarını sor, onlara bak. Belki bir gün sen de o vaziyete düşersin. Sen ki bir şey istemek için kimsenin kapısına gitmiyorsun; Buna şükrane olarak, kapına gelen yoksulu kovma, ona surat asma, onu tebessümle karşıla…”
Neredesin ey dürüstlük? Neredesin ey mertlik? Neredesin ey vefa? Üç kuruşluk maddi çıkar için iyiliği öldürmemek ümidiyle yazımızı çarpıcı bir hikaye ile sonlandıralım.
Çölde devesiyle birlikte yürümekte olan bir çöl insanı güçlükle hareket eden, susuzluktan ölmek üzere olan bir adama rastlamış.
Adam Allah rızası için su istemiş. Devesinden inip bir çare adama suyundan vermiş. Suyu içen adam birden çöl insanını ittiği gibi deveye atlayıp kaçmaya başlamış. Çöl insanı arkasından bağırmış:
– Tamam deveyi çalıyorsun ama senden bir ricam var. Sakın bu olandan kimseye bahsetme.
Bu isteği anlamsız bulan hırsız şaşırmış ve neden diye sormuş…
– Eğer bu yaptığını anlatırsan, bu dilden dile yayılır ve insanlar bir daha çölde yardıma muhtaç birini görünce yardım etmezler.
Hayat akarken yaptığınız iyiliklere, kötülükle bile cevap verseler, yardıma ihtiyaç duyacak bir sonraki için yardımseverliğe devam etmek gerekir. Unutmayalım ki; İyilik gibi kötülük de bulaşıcıdır.
Haydi bugünden itibaren iyiliği tekrar filizlendirmeye başlayalım.
Sevgiyle kalın, sevgide kalın…
Başkanım kaleminize sağlık.bir iyilik bin umut,iyiliğin rengi olmaz.
Bismillah
وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوٰىۖ وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعِقَابِ
Maide 2.
Bu ayette cenabı Allah buyuruyor ki iyilik ve takvada yarışın günah ve düşmanlıkta yarışmayın
Toplum olarak ilham kaynağımız kuran olur ve bunu yaşam kitabı hâline getirirsek ve de ölülerin arkasından okunan mezarlık kitabından çıkarırsak o gün taşları yerli yerine koymuş hayat ve yaşam dediğimiz sırları cenabı Allah’a karşı “kul” bilincini tatmışiz demektir.
İyilik ve takva iç içe geçmiş iki kavramdır iyilik kullara diğer varlıklara karşı Allah’ın yarattığını unutmadan sorumluluk duygusunu yerine getiriyorum demektir. Kısaca iyilik Allah’ın yarattığı varlıklar arası ilişkilerdeki ölçü, takva ise kul ile Allah arasındaki irtibatın diri ve samimi bir şekilde saglamlastirilmasi demektir.
İnanç zayıflamış ise iyilikte bir günahta bir demektir.
Önce bireysel olarak kendimizi sonra ailemizi sonra komşudan dışarıya doğru genişleyen bir hale şeklindeki iyiliği hayata geçirmeliyiz.
Kendinizden başlamadan toplumdan diğer insanlardan ya da hayalî varlıklardan başlayan iyilik ve kötülük Allah’a karşı duyduğumuz sorumluluk ve borcumuzu ortadan kaldirmadigi gibi üstümüze görevi yerine getirmemekten kaynaklı hem günah hem yük binmektedir.
Uyarı uyarıdır seksen kere bile olsa. Başkanımızın bu yazısını uyarı olarak almalı ve kendimizdeki kötü ya da iyi olmayan bir davranışı iyiye dönüştürerek işe başlamalıyız.
Bize bu uyarıları yapan kardeşlerimiz arkadaşlarımız ya da büyüklerimize teşekkür ederiz.
Allah iyiliği emredip kötülüklerden sakindiran kullarından eylesin.Amin
Iyilik İnşallah hiçbir zaman ölmez Ölmemeli de olumsuzluklar iyiliğin ölmesine fırsat vermez çöldeki deve sahibinin anlattığı gibi bazı iyiliği öldürecek şeyleri Biz insanlar bir şekilde tolere edeceğiz emeğinize yüreğinize sağlık başkanım
Kendinden olmayana yaşam hakkı bile tanımayan bir toplumda bırakın iyiliği kötülük yapmayanlar iyi sayılıyor artık
İyiliği birlikte yaşatmak duası ile.
Yazınızı dikkatle okudum.Üzerine birkaç yazı yazmanız gerekebilir.Allah ın rahmetinin iyilere yakın ve iyiler üzerinde olduğu düşünülürse konunun hayati önemi kavranmış olur.Konuyu genel olarak yazmış ve örneklendirmişsiniz.Sanıyorum bu konuda çok muzdarip olanlardan biriyim.Konunun birde Kuran açısından değerlendirilmesini arzu ederim.saygılarımla.
Fatih hocam artık insanların önemli bir kısmının hiç bir konuda sınırı, ilkesi, doğruları yok. O an menfaati neyi gerektiriyorsa onu yapıyor. Islahlari mümkün mü elbette ama çok zor. Çünkü hayata dair her şeyi menfaat ekseninde şekillendirmeyi kendilerinin doğrusu olarak kabul etmişler. Ne diyelim Allah ıslah etsin….
Gönlüne sağlık kardeşim.