En Güzel Sözlerin Muhatabı

Kim olabilir bu kadar övgü, methiye ve adı anılan bir başka kişi, Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)’den başka? Aramaya gerek yok. Kıyamete kadar da O’ndan daha çok adı sevgiyle anılacak bir başkası olmayacak.
Gül ile sembolize edildi. En güzel şiirler O’nun için yazıldı. Doğumunu, Süleyman Çelebi “Vesîletü’n-Necât” adıyla yazdı, toplumumuz onu “Mevlid” olarak bildi. Mübarek gecelerde hep okundu. Düğünlerde, sünnetlerde, cemiyetlerde hep okundu.
Allâh adın zikredelim evvela
Vacib oldu cümle işte her kula
…
Hem Muhammed gelmesi oldu yakîn
Çok alametler belirdi gelmedin
Ol Rebiul evvel ayı nicesi
On ikinci gice isneyn gecesi
…
Bir şerit halinde doğum öncesi, anı ve sonrası ne güzel dile getirilmiş, şiire aktarılmış ve benimsenmiş.
Şeyh Galip çıkmış sonraları:
Sen Ahmed ü Mahmûd ü Muhammedsin efendim
Hak’dan bize Sultân-ı müeyyedsin efendim.
Nakaratı ile bir başka anlatmış güzeller güzelini.
…
Edebiyatımızın olmazsa olmazı olan Yunus Emre, “Canım Kurban Olsun Senin Yoluna” diyerek O’nun sevgisinden beri durmamıştır:
Canım kurban olsun senin yoluna,
Adı güzel kendi güzel Muhammed.
Gel şefaat eyle kemter kuluna,
Adı güzel kendi güzel Muhammed.
Mu min olanların çoktur cefâsı,
Âhirette vardır zevk-ü-sefâsı,
Onsekizbin âlemin Mustafâsı,
Adı güzel kendi güzel Muhammed.
…
Ali Ulvi KURUCU Peygamber aşkını bir başka güzellikle ifade eder:
Rûhum sana âşık, sana hayrandır EFENDİM,
Bir ben değil âlem sana kurbandır EFENDİM.
Ecrâm ü felek, Levh u kalem, mest-i nigâhın,
Medheyleyen ahlâkını Kur andır EFENDİM.
Mahşerde nebiler bile senden meded ister,
Rahmet, diyen âlemlere, Rahmandır EFENDİM.
…
“Savaş Risalesi” şiiriyle bir başka güzellik ve heyecanla anlatır Erdem Bayazıt:
… Yeni bir vakte eriyordu yürekler
Yayılıyordu o muştu
O coşku
O haber.
Bir gelen var
emin haberciden
emin olana
Ondan da sıddık olana ve sadık olanlara
sohbete erip
halkada duranlara
yürekten yüreğe
yol bulanlara.
Bir gelen var
Bütün kıtalarda beklenmekte
olana
ayarlanmış
kulaklar
İlkin çobanlar duyuyorlar
Sonra ağaçlar
kurtlar
kuşlar
Çünkü onlar bilirler dinlemeyi
Onların elindedir toprağın nabzı
İlk onlar sezerler yeni olanı
Rüzgarlarla geleni
Bulutlardan ineni.
…
Daha sonraları “naat” dendiğinde aklımıza ilk geleni yazan bir Arif Nihat ASYA çıktı:
Seccaden kumlardı…
………………………………….
………………………………….
Devirlerden, diyarlardan
Gelip göklerde buluşan
Ezanların vardı!
Mescit mü’min, minber mü’min..
Taşardı kubbelerden Tekbir,
Dolardı kubbelere “amin”!
Ve mübarek geceler, dualarımız,
Geri gelmeyen dualardı.
Geceler, ki pırıl pırıl,
Kandillerin yanardı!
Kapına gelenler yâ Muhammed,
– Uzaktan, yakından –
Mü’min döndüler kapından!
…
Bir şiirle baştan sona göz önüne serilen bir hayat ve mücadele ancak böyle anlatılır, diyecek olduk ki Nurullah GENÇ aynı güzeli “YAĞMUR” adıyla, bir başka güzel şekilde yazdı:
Vareden’in adıyla insanlığa inen Nur
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kainat.
Yıllardır bozbulanık suları yudumladım,
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları,
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım.
…
Beklenen, özlenen ve yolu gözlenen Hz. Muhammed (SAV), her an salavat ile dilimizde, kalbimizde ne güzel bir yere sahiptir. O’na yazılanların bir kısmının bir kısmını paylaştım. Durup sadece yazılanları okuduğumuzda Asr-ı Saadet, gözümüz önünde bir film şeridi gibi yaşanmaktadır.
O’na layık ümmet olabilmemiz dileklerimle.