Kitaplarda yer almış, üzerine düşünülmüş, konuşulmuş ve yazılmış, bununla beraber hayatta defalarca tecrübe edilmiş konular vardır. Nasıl sembolize etmek gerekir ki “insanların aklında daha iyi yer tutsun” diye düşünürken imdadınıza yetişir bir ifade:
“Beş şey gelmeden önce (diğer) beş şeyin değerini bilin.” Merak eder insan, nedir bu kıymetli olan, değeri bilinmesi gereken 5 şey? “Gelmeden önce” dendiğine göre gelecek olanlar da var ve çok da arzu edilen, istenen, hoş görülen şey olmadığı anlaşılıyor cümlenin gelişinden.
- Ölümünden önce hayatının. Hayat, bu gündür. Yaşanılan zamandır. Düne dair övünme ve pişmanlıkla beraber dersler alınıp icraatın yapılacağı an’dır. Sonrası (yarın, gelecek) olmayabilir. Ölüm, her canlı için mutlak bir sondur. Yok oluş değil, canlılığın sona ermesidir. Hayatını güzel yaşayanlar için ölüm, Mevlana’nın dediği gibi düğündür, vuslattır. Refik-i ala’ya kavuşmadır. Hayata anlam katarak yaşandığı takdirde ölümün güzelliğinden bahsedilebilir.
- Hastalığından önce sağlığının. Sağlık, durup giderken anlamını bilmediğimiz değerlerdendir. Mükemmel çalışan bir vücutta hangi organın ne yapması gerektiğini bilmeden yaşıyoruz. Ta ki bir organ “ben bu şartlarda çalışamayacağım.” Dediğinde, o organın varlığını ve ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Çalışmadığında ise hayatımızın ne kadar zorlaştığını da.
- Meşguliyetinden önce boş zamanının. Önceliklerimiz farklı farklıdır. Matematikte var olan işlem önceliği gibi aslında hayatın da öncelik arz eden konuları, işleri vardır. Mesela, neden var olduğumuz meselesi gibi. Asıl yapmamız gerekenin ne olduğu üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir mevzudur. Yaptıklarımızın ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızın da imtihana dâhil olduğu gerçeğinden hareketle davranışlarımıza çekidüzen vermemiz icap eder. Çağımızda insanı meşgul edecek lüzumsuzlukların haddi bulunmamaktadır. Ancak zaman değerlidir. Zamana değer katan da içinde neler yaptığımızdır. Ziya Paşa’nın “ayinesi iştir kişinin” dediği gibi bizi biz yapan şey amellerimizdir, zamanı doğru işlerle geçirmektir.
- İhtiyarlığından önce gençliğinin. Doğan büyür, dün küçük olan yarın büyük olacaktır. Büyümek telaşında olanlar, bir zaman sonra büyümemek için ayak direseler de ihtiyar olmaktan kurtulamamaktadırlar. Gençlik bir cevherdir. Gençlik her şeyi yapabilme kudretinde olunan dinçlik halidir. İhtiyar olmak bilge olmak anlamına gelse de aslolan yapabilme olunca, gençliğin değeri ortaya çıkmaktadır. İhtiyarladıkça okuduğunu anlama noktasında da zayıfladığımızı yaşayıp görüyoruz. Gençlikte para, mal kazanma için heba edilen sağlık, ihtiyarlıkta kazanılanlar verildiği halde geri gelmemektedir.
- Fakirliğinden önce zenginliğinin. Göreceli olsa da zenginlik istenen bir durumdur. Dünya saadetinin yolunun maddi olarak kendinden altta olanlara, manevi olarak da üstte olanlara bakmaktan geçtiğini hatırda bulundurmalı. Şükrünü eda edebileceğimiz az malın, şükrünü eda edemeyeceğimiz çok maldan daha hayırlı olduğu da ayrı bir gerçektir. Açgözlü biri penceresinden bakıldığında ne kadar varlık olsa da onun hep darlık, yokluk fakirlik içinde olduğu görülür. Gönül zenginliğinin önemli olduğu, tok gözlülüğün istenen, sevilen bir haslet olduğu aşikârdır. Küfre en yakın yol olan fakirliğin, insana neler yaptırabileceği hesap edilemez. Bardağın dolu tarafını görmek olarak da ifade edebileceğimiz olumlu tutum ve düşünce ile var olanları zenginliğimiz bilip kıymetini korumak durumundayız.
Kadir kıymet bilmek dinimizin de kültürümüzün de önemli bir ögesidir. Peygamber Efendimizin dilinden her birimize bir nasihat olarak ifadesini bulan yukarıdaki hadis-i şeriften gereken dersleri alabilmemiz ümidiyle.
Post Views: 250
İnsanlar yaşamadıkları olaylardan ders alamıyor genellikle akıllı insan başkalarının yaşadığından da ders alabilir insandır. Eyvallah hocam.