Şarkımız Bizim – A.Ozan

Şiir okumak ve dinlemek iyi gelir insana. Başka dünyaların kapısını gizemli sözcüklerle açar. O sözcükler ki hangi sihirli kalemle bir araya getirilmiş ki okundukça okunası gelir ve her defasında tadından bir şey eksik olmaz.
Bazı şiirler vardır ki ezberletirler kendini. Her yerde, istenilen zamanda okunabilmesi mümkün olur böylece. Şiirden bahsedilir de şairinden bahsedilmezse eksik olur. Şair; kelimeleri ustaca kullanır, özenle bir araya getirir, derin manalar yükleyerek kulağa hoş gelen bir tınıda okuyucusuna sunar. Sonrasında kimileri marş olur, kimileri şarkı ve türkü formunda hafızamıza kazınır.
Umut taşır bazı şiirler, hüzün verir bazıları da. Aşkı anlatanları var ki âşık olanların dillerine pelesenk olur. Okudukça bilincinizi tazeler, güç verir, ayağa kaldırır bazı şiirler. Benim için de bu cümleden olarak Necip Fazıl Kısakürek’in “Şarkımız Bizim” şiirini paylaşıyorum:
Kırılır da bir gün bütün dişliler
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
Gökten bir el yaşlı gözleri siler
Şenlenir evimiz barkımız bizim.
Yokuşlar kaybolur çıkarız düze
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze
Sapan taşlarının yanında füze
Başka âlemlerle farkımız bizim.
Kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman
Görürler nasılmış, neymiş kahraman
Yer ve gök su vermem dediği zaman
Her tarlayı sular arkımız bizim.
Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda, sular dizde gideriz.
Bir gün akşam olur bizde gideriz
Kalır dudaklarda şarkımız bizim.
Zor zamanlardan geçtiğimiz malum. Bir elin gözyaşımızı silmesine ne çok muhtacız aslında. Çetin imtihanlara tabi tutulmaktayız. Elbirliği ile düşen kaldırılmaya, yaralar sarılmaya, eksikler giderilmeye çalışılıyor. Giden geri gelmiyor muhakkak. Kimse kimsenin yerini de doldurmuyor. Böylesine büyük felaketlerle olmasa da her birimiz için de gidiş gerçekleşecek bir vakıadır. Hayatının ikindi vaktinde geldiğimiz dünyadan akşama gideceğiz.
İkindi vakti, vakitler içinde ayrı hususiyetler barındıran bir zaman dilimidir. İnsanlar güneşin doğuşuna ve batışına methiyeler dizseler de hep kendini gizlemiştir ikindi vakti. Mesainin bitişi, güneşin ferinin kayboluşu, akşamın serinliğinin habercisi olan hafif ve ılık rüzgârın verdiği huzur, eve yönelmenin mutluluğu hep ikindi vaktindedir.
Eli boş gidilmez gidilen yere. “Gideceğimiz yerin gerektirdiği hazırlığı ne ölçüde yapıyoruz?” sorusuna kafa yormamız daha bir önem taşıyor. Aslında çok kısa olan dünya hayatımız neticelenecek de, bizim için hangi şarkı kalacak dudaklarda? Kim, nasıl anacak bizleri? Bu soruların cevabı yaşadıklarımızda gizli ya da aşikar değil mi?
Hayırla yâd edilmek, dua ile anılmak, iman ile göçmek dileklerimle.