Çok Teşekkür ve Bir Veda

Bir yıldan fazla haftalık olarak burada yazıyorum. Kimin ne kadar ve ne işine yaradığını bilmiyorum. Bunu benim bilmem ya da bilmemem de bir şey ifade etmiyor.
İyilik ve doğruluk adına, hayatta görüp şahit olduklarımızdan, inancımızın değerleri ile bakışlarımızı ifade etmeye çalıştığım aşikârdır. Hayatın herkes için bir imtihan alanı olduğu, bir şekilde herkesin birbirinin imtihanında figüran rolleri üstlendiği, hiçbir şeyin boş yere olmadığı, başıboş bırakılamayacağımız… konuları yazılarımın içeriğinde baş köşeye oturmaktadır.
Hiçbir varlığın boşuna olmadığı, böceklerin ve yılanların bile bir görevi olduğu bu dünyada, üstün meziyetlerle donatılmış insanın boş yere bu dünyadan gelip geçici olduğuna inanmanın ne kadar aptalca olduğu görülmektedir. Düşünebilme, akıl edebilme yeteneği olup da bunları hiç kullanmadan mezara götürmenin kimseye faydası olmadığı da bir başka gerçektir.
“Üç Gömlek” adında Gülbey Yayınları tarafından basılan kitabımın yayınlanmasından sonra, şimdiye kadar yazdıklarım ile yazma alışkanlığımın kazanılması, sürekli yazabilme konularında bana faydası olduğu gerçeğini de paylaşmak isterim. Bana bu imkânı veren değerli dostum Fatih BAŞAK’a teşekkürlerimi sunuyorum. “Hayata Dair Hayattan Damlalar” adında Fatih BAŞAK dostumun kitabı da yine Gülbey Yayınları tarafından basılmıştır. Bu güne ve kıyamete kadar olan geleceğe söylenmiş bir söz olan bu eserlerin basılmasında üstlendiği rol dolayısıyla Gülbey Yayınları sahibi Gülbey POLAT kardeşime de teşekkürlerimi sunuyorum. Kitaplarımıza ve bize değer veren, okuyan ve okunması için çaba sarf eden (alan, alıp hediye eden) kardeşlerimize ayrıcalıklı bir teşekkür gerekir.
Kıymetli vaktinizi ayırarak yazdıklarımı okuyan siz değerli okurlara da çok teşekkür ediyorum. Daha çok okuma ve yazma çalışmalarına odaklanmak için artık burada sürekli veya süreli yazmayacağımı (bazı bazı yazabileceğimi) bildirerek veda ediyorum.
Çok yönlü olarak duygularımızın harap olduğu günler ve olaylar yaşıyoruz. Konuşmak zor, susmak zor, yazmak zor, yaşamak daha bir zor. Basiret ve ferasete her zamankinden daha fazla muhtacız. Hata aramak, kusur tespit etmek hiçbirimize hayır getirmeyecektir. “Daha iyi, daha doğru nasıl olunabilir,” konusunda çalışmalar yapmayı vazife bilmeliyiz. Rabbim cümlemizin önünü de sonunu da hayır eylesin.
Fatih hocam haydan gelen huya gider deyimi her ne kadar günümüzde kolay kazanılan şeylerin kolayca kaybedilecegi anlamında kullanılsa da bildiğiniz üzere deyiminin aslı, “Hayy’dan gelen
Hu’ya gider” dir. (Allah’tan gelen Allah’a gider)…