Dolar 23,3834
Euro 25,1530
Altın 1.474,46
BİST 5.626,49
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 22°C
Hafif Yağmurlu
Ankara
22°C
Hafif Yağmurlu
Paz 23°C
Pts 23°C
Sal 25°C
Çar 27°C

Nemli havayı kim sever?

A+
A-
29/03/2023 13:28
199
ABONE OL
Nemli havayı kim sever?

Sizlerle daha önce sivil toplum örgütleri ve özellikle de mahalli yardımlaşma dernekleri ile ilgili bir yazımı paylaşmıştım.

O yazımda bu tür derneklerin tüzüklerinde belirtilen amaçlarının; Falanca ilçenin falanca köyünde doğmuş kişiler arasında “Sivil toplum faaliyetlerinin etkinleştirilmesini sağlamak, kimsesiz, fakir, yaşlı, dul, yetim, sokakta kalmış, engelli, madde bağımlısı, şiddete maruz kalmışları, yolda kalmışları, dezavantajlı grupları ve her türlü insanı, himaye etmek… olduğunu belirtmiştik.

Yine dernek üyeleri arasında ihtiyaç sahibi olanlara “ayni ve nakdi her türlü maddi ve manevi yardımı yapmak” gibi ifadelerini de tüzüklerinin amaçlar arasında görmekteyiz. Şehirleşmenin yaygınlaştığı bir dönemde olması gereken alkışlanacak amaçlar olduğunu da söylemiştim.

Olması gereken güzel hareketlerdir bunlar.

Yardımlaşmanın yanında dernek mensuplarının sosyal, kültürel, sportif ve eğitim alanında  faaliyet yapmaları, öğrencilere burs vermeleri de güzel hareketlerden bir kaçıdır.

Tüzüklerinde böyle güzel amaçlarının olmasına karşın maalesef pratik hiç de öyle olmamaktadır. Bu sözümle elbette ki amaçlarına uygun hareket eden sivil toplum kuruluşlarını kast etmiyorum. Onlar şahsım nazarında olduğu gibi genel toplum nazarında da zaten takdir edilmektedir

Sözümüz uzun yıllar dernek amaçlarının dışında tamamen şahsi menfaatleri ve kendi ikballeri için (özellikle de siyasi) burada bulunan başta yöneticiler olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının üyelerini kast ediyorum.

Bu gibi insanların tek bir gayesi vardır; Önce yönetimi ele geçirmek, ardından yönetimde başkanlık yapmak ardından bir koltuk kapma sevdası. Koltuğu kapmak adına da içerisinde bulunduğu sivil toplum kuruluşuna dışarıdan yönetimine hiç kimsenin girmemesi için olağanüstü gayret gösterirler. Adeta içerisinde bulunduğu sivil toplum örgütü onun tapulu malı gibidir. Tek söz sahibi kendisidir.

Burada asıl durulması gereken problemlerin başında diğer üyelerin bu durumdan rahatsız olmamaları adeta bu işe çanak tutmalarıdır. Deyim yerinde ise herkes halinden memnundur. Amaç buradan menfaat sağlamak olunca üyesi olduğu kuruluşun tüzüklerinde belirtilen amaçlar çok da önemli olmayacaktır onlar için.

Özetle tüzüklerinde olmamasına karşın bu tür sivil toplum kuruluşlarının büyük bir kısmının kısa yoldan koltuk kapmak ya da siyasete girmek için bu yerleri bir anlamda kullanmaktan geri durmazlar.

Sözümüz, üyesi olduğu sivil toplum kuruluşunun hiç bir faaliyetinde bulunmayıp son genel kurul seçimlerinde aday olup başkan seçilen ve yönetime girenlere. Daha sonra burada da uzun süre durmayıp hemen bir koltuk ya da siyasete girme hevesinde olanlaradır sözümüz.

Ya da uzun zamandır bu kuruluşların yönetiminde olup da derneğin amaçları doğrultusunda hiç bir faaliyet yapmayıp seçim zamanında koltuk, makam yağmurunun bereketinden faydalanmak isteyenleri nemli toprakları seven solucanlara benzetirim. Yağmurun yağması ile toprağın nemlenmesini fırsat bilen solucanlar gibi makam yağmuru yağdığı zaman piyasa çıkarlar.

Ancak unutmamak gerekir ki güneş solucanların en büyük düşmanıdır.

Amaçlara ve hayatın gerçeklerine göre hareket ettiğimiz zaman bu solucanların da görevleri sona ereceğini fark ettiğimiz de her şey doğru yolunda hareket edecektir.

Bir sivil toplum kuruluşunun gerek yöneticisi gerekse üye pozisyonunda olup da kuruluşunun amaçlarını yerine getirmek için gayret edenlerin ise elbette farklı bir konumda olmasını ve liyakatine uygun bir koltuk da görev yapmasını da doğal karşılayanlardan olduğumu belirtmek isterim.

Daha da ileri giderek ifade etmeliyim ki başarılı olan sivil toplum kuruluşlarında görev alanların öncelikli tercih edilmesi bir elzemdir, bir vefadır, bir sorumluluktur.

Buradaki temel ilke, bir dönem başarılı bir şekilde çalışılmış olması ve amaçlara uygun sonuçlar alınmasıdır. Zaten bu kimseler gerek dernek üyeleri gerekse etkilediği çevre açısından takdir de kazanmışlardır.

Sevgiyle kalın, sevgide kalın…

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Maç Sonuçları & Canlı Skor ortaklığıyla sunulmaktadır.
Eğitim Ciddi iştir