Bayramlar eskiydi ama mutluyduk
Yazımızı sesli olarak da dinleyebilirsiniz.
Her çocuğun nazarında bayramların ayrı bir yeri vardır. Hele de 60, 70 li hatta 80 li yıllarda doğanlar açısından. Yoklukların çok ama bereketin bol olduğu yıllardır o yıllar.
Azı bulup kanaat etmek büyük bir erdemdi o bayramlarda. Aza sevinirdik. Çünkü yoktu. Olmayan bir şeyden az bulursanız sevinirsiniz. O bayramlar da öyleydi. Arife günü her yer cıvıl cıvıl olurdu. Büyükşehirden gelenlerin arabaları ilçemizi de adeta büyükşehire çevirirdi. Esnafların yüzü gülerdi. Herkes alışveriş peşinde. Tatlı bir heyecan, tarif edilemeyen bir misafiri karşılama telaşı vardı herkesin gönlünde. Büyükler de küçükleri sevindirmenin telaşında olurdu.
Rahmetli anam arife günü sabah namazı ile birlikte kalkar akşamdan sadece bayramlarda hazırladığı nohutlu ekmek mayasını son bir defa kontrol ederdi. Nohutlu ekmek mayasını, mahallede annemden başka da yapan, becerebilen kimse de yoktu. Sabah namazından sonra kapımızın zilleri çalmaya başlardı. Neredeyse tüm komşular gelir anamın yaptığı nohutlu ekmek mayasından alır, o mayayla evlerinde kendine has özel ekmeği pişirirlerdi. Komşular da bayram süresince fırınlarda ekmeğin çıkmayacağını bilirlerdi. Nohut kokan o ekmeklerin tadını şimdilerde almak mümkün değil.
Güneşin ışıkları, evin penceresine vurması ile birlikte davulcu biraz da sizi rahatsız edecek şekilde kapınızın önünde büyük bir iştahla vurmaya devam eder. Adeta paramı almadan gitmem dercesine. Babamız davulcunun hakkı olan parayı vermeye hareket ettiğinde elinden parayı alır davulcuya biz verirdik. Abimle de ben vereceğim kavgası ederek. Büyük bir zevkti, mutlu oluyorduk. Hak edene hakkını verircesine…
Annem babam haydi çarşıya gidiyoruz dediklerindeki sevincimi unutmam mümkün değil. Biliyoruz ki bize bayramlık bir şeyler alınacak. Alınanlar ne kadar kaliteli idi hatırlamıyorum ama beni mutlu ettiğini çok biliyorum. Çünkü bunlar bayramda giyilecek kıyafetlerdi. O gün adeta bir yarış olacaktı arkadaşlarım arasında. En güzel kıyafet benimki olmalı yarışı.
Ama bu yarışta hiçbir zaman senin pantolonun kötü, senin ayakkabın hiç yakışmamış eleştirisini duymadım. Ne önemi vardı ki. O zaman ki deyimle hepsi de acardı. Üzerimde ışıl ışıldıyordu. Hepsinden önemlisi bayramı yeni kıyafetlerimle karşılayacaktım. Benden mutlu kimse yoktu.
Bayram vesilesi ile komşularımızı daha iyi tanıyorduk, onlarla muhabbet kuruyorduk. Derdimize derman oluyorduk. Komşu komşunun külüne muhtaçtı. En yakın komşumuzdan başlayarak bayramlarını tebrik etmenin önemini kavrayamadık.
Artık küçükleri sevindirmek yok. El öpmek de neymiş? sorusunu duyar olduk. Artık çocuklarımız, komşuya bir şeker almak için mi gideceğim diyebiliyor. Çünkü olayı şekerden ibaret gösterdik kitaplarımızda, işin özüne inemedik.
Bayram demek; sevinçleri, üzüntüleri paylaşmak, hal hatır sormak, yardım etmek, komşuluk hakları, aynı mahallede yaşayanları tanımak, kardeşlik gibi kavramlar üzerinde durmadık. Bayramın barışmak, sarılmak olduğunu öğretmedik.
Bayram denilince artık tatil aklımıza geliyor. Yeni kıyafet, elimize naylon poşetler alarak şeker toplamak, para toplamak şimdiki nesil için çok banal hareketler olarak algılanıyor. Ama şeker toplamadaki mutluluğumuzu bundan sonra tadamayacaklarını da biliyorum. Maalesef artık bayram; tatil demek, tatil demek denize gitmek demek, tatil demek ülkeler arası geziler demek.
Devlet memurları bayram tatillerinin uzun olmasını, bayram yaparız, büyüklerimizi ziyaret eder, arkadaşlarımızla bayramlaşırız niyetiyle istemiyorlar. Gezmeye daha çok zaman ayıralım diye ister oldular. Daha çok para harcıyor ama mutlu olamıyoruz.
Şeker topluyorduk ama mutluyduk, kaliteli elbise almıyorlardı ama mutluyduk. Oysa şimdi her şeyimiz var ama mutlu değiliz. Büyük şeylerin peşinden koşarken mutluluğu kaçırıyoruz. Küçük şeylerden mutlu olmayı öğrenemedik.
Nerede eski bayramlar diyenlere de sözümüz olacak. Eski bayramlar yerinde duruyor. Ancak eski insanların samimiyetini, yakınlığını, hoşgörüsünü dolduramadık. Hep benim olsun, hep bana olsun anlayışı ile her şeye sahip olduk ama mutluluğa sahip olamadık. Eski bayramları anarken bile samimi olamadık. Eski bayramlardaki adetleri yerine getirmek adına tatilleri tercih ettik.
Bayramlar eskiydi ama mutluyduk.
Esra ELÖNÜ’nün şiiri ile Ramazan Bayramınızı tebrik ederek yazımızı sonlandıralım.
“Büyüklerin ellerinden
Küçüklerin gözlerinden
Suriye’nin toprağından
Bosna’nın bayrağından
Ebu Zer in yalnızlığından
Bilal-i Habeşi’nin ilk ezanından
Tarık bin Ziyad’ın kılıcından
Filistinli Cafer’in haykırışından
Gazze’nin gözyaşından öpüyoruz…
İyi bayramlar meleklerin şehri Gazze.
İyi bayramlar utancımız, açlığımız Afrika.
İyi bayramlar Ömer Muhtar’ın soylu çocukları.
İyi bayramlar acının, ölümün başkenti Hama.
İyi bayramlar Recep onbaşı, Salih uzman, er Mehmet.
İyi bayramlar kırılganlıklar, üzüntüler
İyi bayramlar ey Hüzün…”
Huzurlu, sağlıklı ve ailenizle birlikte geçireceğiniz Bayramınızı tebrik ederim
Sevgide kalın, sevgiyle kalın…
Nur yağan geceler, gündüzler nerde?
Neşe paylaştığım öksüzler nerde?
Dost yollar, dost evler, dost yüzler nerde?
Huzura erdiğim bayramlar hani
Abdurrahim KARAKOÇ
Kalemine sağlık baskanim.Gecmise götürdün bizleri…
İyi bayramlar .Fatih Hocam
Malesef …Her yeni nesil bir önceki neslin mutlu huzurlu bayram sevinçlerine özlem duymaya devam edeceğini hepberaber göreceğiz. Farkında olarak veya olmayarak yaşam biçimimizi değiştirdik.Önemsiz şeyler daha değerli hale geldi.Bende Çocukluğumdaki bayramları özlüyorum. İYİ BAYRAMLAR
Teşekkürler
Sayenizde eski ramazanlari çocukluğumuzu hatırladık.
Belki zaman içinde değişimimizi hatırladık.Allah razı olsun. On kere konuşsak yine de özlüyor insan saf ve doğal katışıksız bayramları.
Annemizin babamızın bize bayramlarda verdiği değeri .. komşular ile olan dini manevi ve yardımlaşma örneği olabilecek davranışları.
Daha onlarcası sayılabilir.
Hatırlamamıza vesile oldunuz Allah cümlemizin ahirette irtihal etmiş anne babalarımiza rahmet eylesin. Yaşayanlara sağlık sıhhat versin.
Size de ayrıca teşekkür ederim başkanım.
Fatih hocam, yokluğun ve bereketin bol olduğu bayramlara görürdün bizleri. Ramazan Bayramınızı tebrik ederim.
Bayramımız mübarek olsun başkanım. Her konuda bilinç kaybı yaşadığımız gibi bayram bilincimiz de de ciddi kayıplar yaşıyoruz maalesef
Eski bayramlar dediğimizde derin bir iç geçiriyoruz. Çörekleri böreklerin tadı ve bayram içtenliği her şeye değer.Bayramlikkarin verdiği haz bir başkası. Büyüklerin elleri opuldugunde alınan harcligin miktarı değil harçlığın kendisi idi değerli olan. Bayramınızı en içten duygularla kutlar esenlikler dilerim.
Yazıyı okurken Sungurlu’da 80’li yıllarda geçirdiğim bayramlar bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Yeni alınan kıyafetlerimizi, ayakkabılarımızı uyurken başucumuza koyduğumuz bayramlar…
Heyecandan, biran önce sabah olsun diye uyuyamadığımız bayramlar…
Bayram süresince ekmek çıkmayacak diye eve ekmek doldurduğumuz bayramlar…
Güzel günlerdi vesselam. Selam ve dua ile